| Çünkü annen hiçbir yere gitmezdi. Beni ayarttığında onun kalbini kırdın. Sen yaramaz bir kızsın, fahişesin... | Open Subtitles | لقد كسرت قلب أمك عندما إختطفتنى منها لقد كنت فتاة سيئة, عاهرة |
| Sen en az 380 dolar edecek kaliteli bir fahişesin. | Open Subtitles | أنت عاهرة راقية , تستحقين على الأقل 380 دولار |
| Tam bir fahişesin, çeneni tutamadın değil mi? | Open Subtitles | أنت عاهرة ونصف ألم تستطيعي حفظها في بنطالك؟ |
| Salak bir fahişesin. | Open Subtitles | أنتَ عاهر أحمق هل أيّ من الثلاثة أكثر محلاً للشبهة؟ |
| Sen harika bir fahişesin. | Open Subtitles | أنتِ ساقطة آسيوية , أنتِ ساقطة آسيوية |
| Şimdiye kadar karşılaştığım her fahişe gibi adi bir fahişesin. | Open Subtitles | عاهره عديمه الفائدة ,مثل جميع العاهرات التى قابلتها |
| Kendi güzel kıçını kurtarmak için yoldaşlarını terkeden basit bir fahişesin. | Open Subtitles | عاهرة المشتركة الذي ترك التفاصيل لها وراء لحماية مؤخرتك جميلة. |
| Çünkü Karen bir hanımefendi. Sen ise bir fahişesin. | Open Subtitles | لأن كارين سيدة محترمة و أنتي عاهرة |
| Ama bir fahişesin. Utanç duymalısın. | Open Subtitles | لكنك عاهرة أنتي يجب أن تكوني خجلانة |
| Tam olarak değil. Sen sadece bir fahişesin, ve benim sekse ihtiyacım var. | Open Subtitles | ليس كذلك,انتي عاهرة وانا اريد مضاجعتك |
| Eğlence Evi'nde çalışıyorsun, yani bir fahişesin. | Open Subtitles | أنتِ تعملين في "فانهاوس"، وهذا يعني أنكِ عاهرة ؟ |
| - Tanrı aşkına, sen bir fahişesin. | Open Subtitles | ! ــ إنكِ عاهرة بحق السماء ــ إنها جديدة |
| - Ve koca kıçlı bi fahişesin! | Open Subtitles | عاهرة - عاهرة - و لديكِ مؤخرة سمينة , عاهرة |
| Lanet bir fahişesin ama seni seviyorum. | Open Subtitles | أنتِ عاهرة لعينة ، ولكني أحبكِ |
| Bütün Avusturya kadınları gibi fahişesin! | Open Subtitles | أنتي عاهرة ككل النساء في النمسا |
| Sen bir fahişesin, Ellen May. Ve bu yetmezse, senle beraber bir adam öldürdük. | Open Subtitles | أنت عاهرة " إلين ماي " , وإن كان هذا غير كافي فأنا وأنت قتلنا رجلاً |
| Gerçek herhangi bir duygudan yoksun politikacı bir fahişesin. | Open Subtitles | أنت عاهرة سياسية مجردة من المشاعر |
| Demek istiyorum ki sen bir fahişesin | Open Subtitles | حسنا فيز , ماذا تريد بذلك - . اريد بذلك ان اقول , انت رجل عاهر |
| Çünkü sen pasaklı, kirli bir fahişesin. | Open Subtitles | لأنك قذرة , ساقطة لعينة |
| Christina, sen bir fahişesin. Hep oldun, hep olacaksın. | Open Subtitles | كريستينا انت عاهره وستبقين كذلك |
| Bence sen kesinlikle güvenilmez sapık bir fahişesin. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك كاذبة وخائنة وعاهرة ويما ما ستقتليننى |
| Öyleyse neden fahişesin? | Open Subtitles | لماذا تعملين كعاهرة إذن ؟ |
| Belki bir fahişesin. | Open Subtitles | إذاً لعلك كنت ترافق فتاة ما هناك؟ |