Herkesin hakkında aptalca bir şekilde çözümsüz dediği faili meçhul bir davamızı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ قضية غير محلولة لنا التي يقول عنها الجميع بحماقة غير قابلة للحل |
DNA, Teksas'taki faili meçhul bir vakadakiyle aynı çıktı. | Open Subtitles | بحثت عنه في نظام الفهرسي للحمض النووي الموحد الحمض النووي المنوي مطابق لقضية غير محلولة في تكساس |
Duyduğuma göre faili meçhul bir cinayeti olan tek biz değiliz. | Open Subtitles | كما سمعت لسنا الوحيدون الذين لديهم قضايا غير محلولة. |
Ve onların arasında, Fas'taki faili meçhul bir cinayet hakkında bir hikaye ve bir isim vardı. | Open Subtitles | ووسط كل ذلك كانت هناك قصة عن قضية قتل غير محلولة في المغرب |
Barlow'un birkaç yıl önce faili meçhul bir boğulma vakası vardı. | Open Subtitles | جريمة خنق غير محلولة عمِل عليها (بارلو) منذ سنوات |