Vakti gelince anlatırım. Fakat artık gitmeliyim. | Open Subtitles | سأخبرك في الوقت الملائم لكن الآن عليّ الرحيل |
Fakat artık herkes giydiğim markayı değil beni görecek. | Open Subtitles | لكن الآن كُلّ شخصَ سَيَراني، ولَيسَ العلامة التجاريةَ التي أَلْبسُها. |
Ailesi eskiden bir tebrik kartındaki fotoğraflar gibiydi Fakat artık, bitmek bilmeyen bir matem gibi. | Open Subtitles | كانت عائلته بمثابة شيئ رائع أشبه ببطاقات المعايدة أثناء العطلات لكن الآن يبدو أنّهم في غفوة دائمة. |
Fakat artık sırlar açığa çıktı ve yengeçler bunu ceremesini çekiyor. | Open Subtitles | ولكن الآن السر قد تم اكتشافه و السرطانات تعاني من العواقب. |
Fakat artık buraya almaya geldiği şeyi almadan onu durdurmalıyız. | Open Subtitles | ولكن الآن يجب أن نوقفه قبل أن يحظى بما أتى من أجله |
55 yaşımda nasıl numaradan neşeli görünülür onu öğrendim Fakat artık fazla iş imkânı yok. | TED | تعلمت كيف أتصنع البهجة في عمر الخامسة والخمسين، ولكن لا يوجد الكثير من فرص العمل بعد الآن. |
Fakat artık internet ve diğer şeyler arasında bir ayrım kalmadı. | TED | لكن لم يعد هناك في الواقع فصل بين الإنترنت وأي شيء آخر. |
2 hafta önceye kadar yapamıyordun Fakat artık tekrar yediğine göre vücudun uyanıyor. | Open Subtitles | أسبوعين إلى الوراء، لا يمكن أن يكون قادرا على ، لكن الآن بعد أن كنت تناول الطعام مرة أخرى، جسمك هو الاستيقاظ. |
Size müstehcen bir şaka yaptığında bu garip olabilir, Fakat artık ortak bir sırrınız vardır.. | Open Subtitles | لذا، ربما يكون غريباً قليلاً عندما يخبرك نكتة بذيئة. لكن الآن تشاطرون السر معاً، وتمضون قدماً بذلك. |
Planım buydu Fakat artık bunun akıllıca bir iş olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | كانت هذه خطّتي، لكن الآن لا اعتقد بأنهُ القرار السليم للقيام به. |
Fakat artık imtiyazı kaybettiniz, Monsieur Carter. | Open Subtitles | لكن الآن فَقدوا التنازلَ، السّيد Sump. نعم. |
Fakat artık sizin ateist olmayan bir aileye ihtiyacınız var. | Open Subtitles | لكن الآن أعرف أنكم تحتاجون ! إلى عائلة أبعد من جهنم |
Savaş çok uzun sürdü. Fakat artık sona erdi. | Open Subtitles | الحرب كانت مدتها طويلة لكن الآن إنتهت |
Belki eskiden öyleydi Fakat artık adil olduğunu düşündüğü şey uğruna savaşıyor. | Open Subtitles | ربما كان من قبل كذلك ... لكن الآن يحارب من أجل ما يعتقد أنه عادل |
Fakat artık, bilimadamları, onların keşfedilmemiş bölgelerine girmeye cüret edebiliyorlar. | Open Subtitles | ولكن الآن ، غامر العلماء بإقتحام منطقتهم المجهولة |
Fakat artık, bununla tek başına yüzleşmen gerekmeyecek. | Open Subtitles | ولكن الآن يجب ان تواجهه بمفردك |
Fakat artık, bununla tek başına yüzleşmen gerekmeyecek. | Open Subtitles | ولكن الآن يجب ان تواجهه بمفردك |
Fakat artık başka bir şey daha yapman gerekmiyor. | Open Subtitles | ولكن الآن لا تحتاج أن تفعل أي شيء آخر |
Buralıyım, yolun biraz aşağısından Fakat artık burada yaşamıyorum. | TED | أنا من مكان قريب من هنا، لم أعد أقيم هنا بعد الآن. |
Fakat artık bu kadar basit görünmüyordu. | TED | لكن لم يعد الأمر يبدو بتلك السهولة. |
Fakat artık, herkesin almak isteyeceği bir ürüne sahibim. Ve bunu sadece ben sağlayabilirim. Kahrolası ürün "benim"! | Open Subtitles | ولكني حصلت على المنتج الذي يريده كل شخص ويمكنني منحه لهم |
Önceden böyleydi, Fakat artık değiştim. | Open Subtitles | كان هذا صحيحاً لكن تغيرت |