fakat birçok kişi bunu para, güç ve seyahat için yapıyor. | TED | لكن الكثير من الناس دخلوا العلم من أجل المال والسلطة والسفر. |
fakat birçok insan aynı şeye bakmasına rağmen farklı düşünüyor, ve bu kişilerden biri burada, Ratan Tata. | TED | لكن الكثير من الناس ترى نفس المنظر و تفكر في الامور بشكل مختلف واحدهم هنا الان وهو، راتان تاتا |
fakat birçok iyi insan oturup domuz yiyor bunun başkalarını mutsuz ettiğini bile bile. | Open Subtitles | نحن مخطؤون، لكن الكثير من الناس الصالحين سيجلسون ويتناولون اللحم المقدّد مُدركِين بأن ذلك سيتسببّ بتعاسة شخص آخر. |
fakat birçok diğer hayvan kurtarılamadı. | TED | لكن العديد من الحيوانات لم يتم إنقاذها. |
fakat birçok vatandaş ve genç meclis üyesi de Kira'yı destekliyor. | Open Subtitles | لكن العديد من المواطنين والأعضاء الشباب بالأحرى يبدون داعمين لرأيه |
fakat birçok insan istemiyor. | TED | لكن الكثير من الناس لا يطلبون |
fakat birçok insan boşanıyor. | Open Subtitles | لكن الكثير من الناس يتطلّقون |
fakat birçok vatandaş ve genç meclis üyesi de Kira'yı destekliyor. | Open Subtitles | لكن العديد من المواطنين والأعضاء الشباب بالأحرى يبدون داعمين لرأيه |
fakat birçok erkek bundan yararlanacaktır. | Open Subtitles | لكن العديد من الرجال يستغلون هذا |