Böyle olmasına ben izin veriyorum, fakat sonunda istediğimi elde ediyorum. | Open Subtitles | و أنا أسمح له بأن يظن هذا لكن في النهاية أفعل كل ما أريد |
fakat sonunda Mars koruyucu kalkanını ve atmosferinin büyük kısmını kaybetti. | Open Subtitles | لكن في النهاية فقد المريخ درعه الواقي ومعظم غلافه الجوي |
fakat sonunda bunun böyle olmadığını anladık. | Open Subtitles | ولكن بالنهاية عرفنا أنه ليس بضعف |
fakat sonunda, istediğim her şeyi yapacaksın. | Open Subtitles | ولكن في النهاية ستفعلين كل ما أطلبه منكِ |
fakat sonunda, kim olduğunu ve ne yapman gerektiğini açıkça göreceksin. | Open Subtitles | ولكن في النهاية , سيتضح لك لمن ولماذا وماذا ينبغي عليك أن تفعل |
Duruşmasında, ona hoşgörülü davranılmasını savunmuştum fakat sonunda yalan söylediğini itiraf ettirmeyi başardığım zaman önerimi geri çektim. | Open Subtitles | أثناء جلسة السماع، جادلت للتساهل معه لكن في النهاية عندما جعلته يعترف بأنه كان يكذب، ألغيتُ توصياتي. |
Model çıkartabilirsiniz, hesaplayabilirsiniz fakat sonunda, pratiklik ve deneyime bağlıdır. | Open Subtitles | يمكنك عمل نموذج يمكنك إجراء بعض الحسابات لكن في النهاية الأمر يعتمد علي الخبرة والممارسة |
Ya da, biraz daha gevşek davranırsanız, hastalığı azaltma süreniz artıyor, fakat sonunda araçlarınız etkisiz hale geliyor, ölüm oranı gene tırmanmaya başlıyor. | TED | أو أن تسير في نوع من الفتور وبهذا ستقلل من عبء المرض مؤقتاً لكن في النهاية ستصبح تلك الأدوات عديمة الجدوى وسيعاود معدل الوفيات في الارتفاع مرة أخرى |
fakat sonunda... | Open Subtitles | لكن في النهاية |
Biliyor musun, sen onları daha iyi yerlerde görmek için herşeyi yaparsın, fakat sonunda onlar hayatlarını uçurumdan yuvarlarlar. | Open Subtitles | نبذل قصارى جهدنا لتربيتهم.. ولكن في النهاية يقودوا حياتهم بأنفسهم |
Bir ara, maç olmayacakmış gibi görünüyordu... Fakat, sonunda oldu. | Open Subtitles | كان يبدو ان مثل هذه المباراة لن تحدث ولكن في النهاية حدثت |
fakat sonunda Lucie kurban oldu. | Open Subtitles | ولكن في النهاية (لوسي) كانت مجرّد ضحية |