Evet, fakirliği anlamak, sefaleti ve onunla nasıl savaşılacağını anlamak, kızları nasıl okula getireceğimizi anlamak. | TED | أجل، من المهم أن نفهم الفقر، الفقر الشديد وكيفية محاربته، وكيف نُحْضِر الفتيات الى المدرسة. |
Ebeveynlerle ortak çalışan, aileleri güçlendiren ve fakirliği bir kusur olarak görmeyen bir çocuk esirgeme sistemi hayal edelim. | TED | دعونا نتخيل نظام رعاية للأطفال يركز على مشاركة الوالدين، وتمكين الأسر، ولا يعتبر الفقر فشلًا. |
Bu öykü, suçlu olabileceğimiz yapısal eşitsizliği veya fakirliği, yani tüm toplumsal bağlamı siliyor. Göç önündeki engeller de buna dâhil. | TED | يخلصنا ذلك من كامل السياق الاجتماعي الذي قد نتهم به بسبب عدم المساواة الهيكلية أو الفقر. أو موانع الهجرة. |
Bu nedenle, fakirliği bitirmek için kanıtlanmış mal ve servisleri insanlara götürmeliyiz. | TED | لذا، التغلب علي الفقر هو مسألة توصيل الادوات والخدمات الخيدة للناس |
Ama Roma ve Ortaçağ dönemlerinde yalınayak dolaşmak fakirliği temsil ederdi. | Open Subtitles | لكن عند الرومان و في العصور الوسطى المشي حافيا علامة للفقر |
Nerede, şirketler, hükûmetler ve STK'lar hayatı iyileştiren mallar için dağıtım ağları kurarsa, fakirliği orada bitiririz. | TED | حيثما تقوم الشركات والحكومات والمنظمات التطوعية بتوعية الناس عن تطوير الحياة. نحن نحد من الفقر. |
İnsan gelişiminin her alanında, insanlık fakirliği bitirmek için etkin araçlar icat etti. | TED | في كافة مجالات تطور الإنسان، أنتجت البشرية وسائل لإنهاء الفقر. |
Lojistik olarak fakirliği bitirmek mümkün olsa da daha çok kaynağa ihtiyacımız var. | TED | ومها كان القضاء على الفقر متاح، مازلنا نحتاج لجهود أكثر. |
Bunu birkaç ay sonra bir hedefe dönüştürdük: 2030'a kadar aşırı fakirliği yok etmek ve paylaşılan refahı arttırmak. | TED | بعد بضعة أشهر، حولنا البيان إلى هدف: إنهاء الفقر المدقع بحلول عام 2030، تعزيز الرخاء المشترك. |
Küresel fakirliği hangi teknoloji ile gerçekten azaltabiliriz? | TED | ماذا نستطيع ان نطبق من التكنولوجيا للحد من الفقر العالمي ؟ |
Yeşil teknoloji ile ve fakirliği azaltan yatırımlar ile ve iyi bir evrensel yönetim ile dünya bu hale gelebilir. | TED | لديه تكنولوجيا بيئية وباستثمارات تحد من الفقر وبسياسات عالمية ويمكن ان يغدو عالمنا كهذا |
Üstelik, onca lükse rağmen fakirliği de hatırlatıyordu. | Open Subtitles | فقط لأنها كانت خليطاً من الفقر والترف الفارغ |
Evrensel sevgiyi düşleyen fakirliği ve diğer her türlü eşitsizliği bitirmeyi isteyen hükümetlerin halk için varolduğunu düşünen ilk kişiydi. | Open Subtitles | كان أول من حلم بحب كوني وبإنهاء الفقر وغيره من أشكال الظلم الذي تقوم به الحكومات على الشعب |
Bu hükümetin fakirliği bir suça çevirmeye ve ölümden sonraki yaşamın bir zengin ayrıcalığı olmasını sağlamaya çalıştığını gözler önüne seren daha ne kadar kanıta ihtiyacınız var? | Open Subtitles | أى دليل آخر تحتاجونه لتعلموا أن تلك الحكومة تسعى إلى جعل الفقر جريمة ؟ والآخرة إمتياز للأثرياء فقط ؟ |
fakirliği tarihe gömerek başlayabiliriz. | TED | نحن نستطيع ان نجعل الفقر تاريخاً. |
Bunları ardında bıraktın sanıyordum. Ben de fakirliği ardımda bıraktım sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت ذلك أصبح من الماضي - ظننت الفقر أصبح من الماضي أيضاً - |
Çoğu insan birkaç büyük bir kampanya ile dalga geçtiler, "fakirliği Tarihe Gömelim" adı altındaydı kampanya. | TED | الكثير من الناس سخروا من حملة كبيرة كانت لدينا عدة سنين سميناها (اجعل الفقر تاريخًا). |
fakirliği romantikleştirmek istemiyorum. | TED | لا أريد أن أجمّل الفقر. |
Çünkü savaş ve insanî yardım eylemleri şehirlerimizde yoğunlaşacak, gelişim için savaş, fakirliği ortadan kaldırma, genel sağlık hizmetleri, iklim değişiklikleriyle mücadele diyebilirsiniz, şehirlerimizin gecekondu ve kenar mahalle- lerinde kazanılacak ya da kaybedilecek. | TED | وذلك لأن النزاعات والأعمال الإنسانية ستتركز في مدننا، والصراع من أجل التنمية، سواء سميتموه معركة ضد الفقر أو الرعاية الصحية العالمية أو التغيرات المناخية، ستحسم نتيجتها في مدن الصفيح أو الأحياء الفقيرة لمدننا. |
Evrensel sevgiyi düşleyen fakirliği ve diğer her türlü eşitsizliği bitirmeyi isteyen hükümetlerin halk için varolduğunu düşünen ilk kişiydi. | Open Subtitles | ليناقش الملوك في الإبتعاد عن الحرب كان أحد الأوائل الذين حلموا بالحب العالمي و نهاية للفقر و كل أشكال عدم المساواة الأُخرى |