ويكيبيديا

    "fark ederiz" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ندرك
        
    • نلاحظ
        
    Ama eğer asfalta büyümemiz olarak bakarsak, o zaman tüm yaptığımızın gezegenin özündeki temel işletim sistemini tahrip etmek olduğunu fark ederiz. TED لكن إذا نظرنا إلى الأسفلت كنمونا ، فإننا ندرك أن كل ما نفعله هو تدمير نظام التشغيل الأساسي لكوكب الأرض.
    Ve 20 dakika sonra "Tavsiyen için teşekkür ederim" der. fark ederiz ki hiçbir tavsiye vermemişiz. TED و بعد 20 دقيقة يقولون شكراً لك على النصيحة و من ثم ندرك أننا لم نسدي أي نصيحة
    Dolayısıyla, bir sürü soru sorabilirler ve bazen doğru cevabımızın olmadığını fark ederiz. TED يمكن للأطفال أن يسألوا أطناناً من الأسئلة وأحياناً ندرك ببساطة أننا لا نملك الإجابات المناسبة.
    Gökyüzünün gelip giden bulutlarla dakikası dakikasına ne kadar farklı olduğunu çok nadiren fark ederiz. TED نادرا ما نلاحظ أن هناك شيء مختلف من لحظة لأخرى, مع السحاب المتحرك
    Ben ve Lilly fark ederiz, ama sanırım annem fark etmez. Open Subtitles أنا وليلي نلاحظ بالرغم من ذلك أن أمّي لا تفعل, لا أعتقد هذا
    Ve bir tuğlayı sorgulamayı bıraktığımızda ödediğimiz insani bedeli ancak fark ederiz, çünkü bütün temelimizi sarsmasından korkarız. TED ونادرًا ما ندرك الثمن الانساني الذي ندفعه عندما نفشل في أن نشكك في خطوة واحدة، لأننا نخشي أن يقوض ذلك مؤسستنا بأكملها.
    Ama büyüdükçe, hiçbir şeyin bu kadar basit olmadığını fark ederiz. Open Subtitles لكن عندما نكبر ندرك أن الأمر ليس بهذه السهولة
    Ancak uyandığımızda bir tuhaflık olduğunu fark ederiz. Open Subtitles ذلك فقط عندما نستيقظ حينها ندرك أنّ شيئاً ما كان غريباً فعلاً
    Fakat ne kadar uğraşırsak uğraşalım fark ederiz ki bazı şeyler düzeltilemez. Open Subtitles ولكن مهما حاولنا بجد يجب أن ندرك أن بعض الأشياء
    Fakat ne kadar ugrasirsak ugrasalim fark ederiz ki bazi seyler düzeltilemez. Open Subtitles ولكن مهما حاولنا بجد يجب أن ندرك أن بعض الأشياء
    Ancak ölülerin bizi yönetmesine izin verirsek ölümlü olduğumuzu fark ederiz. Open Subtitles "ولكن, علينا أن ندرك بأننا سنهلك إن سمحنا للأموات بأن يحكموننا"
    Ancak ölülerin bizi yönetmesine izin verirsek ölümlü olduğumuzu fark ederiz. Open Subtitles "ولكن, علينا أن ندرك بأننا سنهلك إن سمحنا للأموات بأن يحكموننا"
    ...onu ne kadar özlediğimizi fark ederiz. Open Subtitles ندرك كم سنشتاق له
    ...onu ne kadar özlediğimizi fark ederiz. Open Subtitles ندرك كم سنشتاق له
    Geçmişe dönüp Karayipler'e ya da Körfez Ülkeleri'ne bakarsak fark ederiz ki, doğal krizlerden en kötü şekilde etkilenmiş şehirler -- Port-au-Prince, New Orleans, Houston -- ne kadar şiddetli ve kötü olmuş olsa da olanlar, yaklaşmakta olanın sadece bir habercisi. TED وكلما نعود للخلف، وننظر عبر البحر الكاريبي وعلى طول الخليج، ندرك أن هذه المدن التي عانت الكثير من الكوارث الطبيعية... مثل (بورت أو برينس) و(نيو أورليانز) و(هيوستن)... وعلى فداحة وبشاعة هذه المواقف، ولكنها كانت تحضيرًا لما سيأتي.
    15 çöreğin 13ünü elde etmek için kutuları açan tüm bu insanlara bakıp fark ederiz ki, algıları değişiyor; sıkılmaya, sinirlenmeye başlıyorlar. TED نلاحظ بالنظر إلى كل هؤلاء الناس و هم يفتحون الصناديق, بأن حين وصولهم إلى 13 من أصل 15 فطيرة, إدراكهم يتحول فيبدأون بالملل إضافة للعصبية.
    Eğer buraya gelir ve, "Aslında, bu noktaya gelirken küresel ısınmaya yol açmayı hedeflememiştim." dersek, ve "Bu planımın bir parçası değildi." dersek, işte o zaman bunun fiilen planımızın bir parçası olduğunu fark ederiz; TED إذا كان لنا أن نأتي الى هنا ونقول : "حسنا ، لم أكن أنوي التسبب في ظاهرة الإحتباس الحراري وأنا في طريقي إلى هنا،" ونقول : "هذا ليس جزءاً من خطَّتي". ثم نلاحظ أنها جزءٌ من خطّتنا الواقعية.
    (Gülüşmeler) Performansı ölçebildiğimiz zaman ilginç bir şey fark ederiz. Performans sınırlıdır. TED (ضحك) وفي كل مرة نكون قادرين على قياس الأداء نلاحظ شيئًا مثيرًا جدًا للاهتمام أي أن الأداء محدود

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد