Bana toka satan kadın adam fark etmeden rahim kapağını aldı. | Open Subtitles | فتمسك بها تلك المرأة التي باعتني هذا الشيء، قبل أن يلاحظ الرجل. |
Babam fark etmeden arabayı götürmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أعيد السيارة إلى أبي قبل أن يلاحظ أنها غير موجودة |
Gerçekten bir problemim olduğunu fark etmeden önce, savaş muhabiri olarak 15 sene çalıştım. | TED | عملت كمراسل حرب لمدة 15 عاماً قبل أن أدرك أنني أعاني من مشكلة. |
O fark etmeden Billie'yi ayırmam gerekiyor. | Open Subtitles | لابد لي من إبعاد بيلي عنهم دون أن تعلم ذالك |
Okulumuzda bir kafeterya olduğunu fark etmeden önce arkadaşlığımızı sağlamlaştırmalıyım. | Open Subtitles | إنني بحاجة لتوطيد الصداقة قبل أن تكتشف بأن لدينا كافيتيريا |
Sorusunu yanıtlamakta tereddüt ettim, daha benim tereddütümü fark etmeden çalıştığı şirketi suçlamaya başladı. | TED | ترددت في الإجابة على سؤالها، وقبل أن تدرك لماذا ترددت، بدأت بإلقاء اللوم على الشركة التي تعمل فيها. |
Geceleyin yürüyeceğiz, Groby yokluğumuzu fark etmeden geri dönmüş olacağız. | Open Subtitles | سنمشي إلى هنالك في الليل و سنصل هنالك قبل أن يدرك غروبي رحيلنا |
Fakat arkadaşları fark etmeden, karanlık bir ruh Korra'ya saldırmış ve onu okyanusun dibine sürüklemiştir. | Open Subtitles | تبحث عن حليف جديد ضد أونولاك , لكن بدون علم أصدقائها روح سوداء هاجمت كورا |
Ben asıI, intihara meyilli bir transseksüelin kimse fark etmeden istihbarat okuluna nasıI girdiğini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أجل, و أريد أن أعرف كيف لمتحول جنسياً منتحراً يدخل كلية إستخبارات سرية بدون أن يلاحظ احدهم |
Adamları kayıp olduklarını fark etmeden önce onları geçitten geçirmeliyiz. | Open Subtitles | لننقلهم إلى البوّابة قبل أن يلاحظ الناس أنهم مفقودون |
Dün kimse fark etmeden otelden nasıl çıktığı anlaşılıyor. | Open Subtitles | و هذا يفسر كيف أن خرج من الفندق دون أن يلاحظ أحد |
Adından anlaşılacağı gibi, kimse fark etmeden birini diğeri ile değiştirme... | Open Subtitles | و الذي كما هو واضح من الاسم عبارة عن تبديل شيء بآخر دون أن يلاحظ أحد ذلك |
Yani kimse fark etmeden evden çıkıp geri gelebilirdi. | Open Subtitles | إذن يمكنه التسلل للخارج، والعودة مجدداً قبل أن يلاحظ أيّ شخص |
Bu, beni çağıranın o olduğunu fark etmeden önceydi. | Open Subtitles | و ذلك قبل أن أدرك أنّه هو من كان يستدعيني |
Başta sadece bir araba alabildim ama para kazanınca bir sonrakini ardından bir tane daha derken kimse fark etmeden koca bir filo kuracağım. | Open Subtitles | أستطيع أن أوفر مركبة واحدة كبداية لكن فكرت ان استفيد من ارباح هذه الواحدة الى التالية. ثم التالية، و قبل أن تعلم |
Tetikçilerin geldiğini fark etmeden önce ne yapıyordunuz? | Open Subtitles | وماذاكنتتفعل.. قبل أن تكتشف أن الرجال المسلحين كانوا هناك ؟ |
Bu yüzden zamanınızı iyi kullanın, fark etmeden geçip gider. | TED | لذا استغل وقتك جيداً، سيمضي قبل أن تدرك. |
Planım, kalanıyla, başkaları fark etmeden önce hepsini yerine koyabilmek için yatırım yapmaktı. | Open Subtitles | الخطه كانت أستثمار الباقي حتى أستطيع أعادتها بالكامل قبل أن يدرك أي شخص أنه ذهب. |
Tercihen YTÖE fark etmeden. | Open Subtitles | ومن الأفضل بدون علم الوحدة الخاصة |
Bu arada annen fark etmeden, o dosyayı kutunun içine koymamı ister misiniz? | Open Subtitles | على فكرة, أتُريديني أن أعيد ذالك الملف للصندوق قبل أن تلاحظ أمك ؟ |
Kimse fark etmeden 5. kattan cesedi aşağı indirmek için şanslı olmak lazım. | Open Subtitles | يجب أن تكون محظوظاً لتنزل شقة من طابق خامس دون ملاحظة أحد |
Sonra kız fark etmeden süzülüp, çabucak pompalayıp gidebileceğini fark eder. | Open Subtitles | ثم أدرك أنه يُمكنه النزول وصنع علاقة حميمة قصيرة و سريعة ويختفى بسرعة قبل أن تُدرك أنه فعل هذا بها "طالما أنه "سوبر مان |
Fakat Phil, çocuklarımızın nasıl birer cehennem zebanisi olduğunu fark etmeden önce, Yellowstone159 yolunu yarılamak istemiyordum. | Open Subtitles | لكنني لم أرغب بقطع نصف المسافة إلى يلوستون قبل أن يكتشف فيل أي ذرية جهنمية هي طبيعة أولادنا |
Abdullah'ı yakalayıp, bizim adamımız yapmak ve kimse fark etmeden önce evine geri götürmek için üç saatimiz var. | Open Subtitles | لدينا فقط ثلاث ساعات للوصول إلى عبدالله وجعله في جانبنا وإرجاعه إلى منزله قبل أن ينتبه أي أحد |
Kartlarını düşürmüş ve olan biteni kimse fark etmeden ağaca kadar yolu yarılamıştın. | Open Subtitles | أسقطتِ أوراقك وكُنتِ في مُنتصف الطريق قبل أن يُدرك أى أحد منا ما كان يحدث |
Sonra da kimse yokluğunu fark etmeden parayı yerine koyacağım. | Open Subtitles | ثم أعيد المال قبل أن يعلم أيّ شخص بأنه مفقود |
fark etmeden geçemedim de, sıraya kaynak yaptınız. | Open Subtitles | لا يسعني سوى ملاحظة اختراقك للصف |