Nasıl sana sürekli baktığını fark etmediğini söyleme lütfen. | Open Subtitles | أخبرني أنك لم تلاحظ كيف أنها تستمر بتفقدك |
Ayrıca uzun zamandır çok iyi olduğun için bizim de aslında gayet iyi olduğumuzu fark etmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أيضا أنك ربما كنت جيدا جدا لمدة طويلة إلى درجة أنك لم تلاحظ حتى أننا في الواقع جيدون فيه أيضا |
Yani hiç fark etmediğini mi, söylüyorsun? | Open Subtitles | أتعني بأنك ستقول لي أنك لم تلاحظ ذلك ؟ |
Mükemmel kadını bulma dürtüsüyle hareket ediyor ki bu yüzden de beni fark etmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ملتزم بالتقاليد القديمة ولديه افكار محددة عن الانثى المثالية والتي تبين لما لم يلاحظني لحد الان |
Beni neden fark etmediğini daha iyi anlıyorum. | Open Subtitles | وهذا يفسر لما لم يلاحظني حتى الان |
Onlara seni kandırdığımı ve senin fark etmediğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف اخبرهم اني تسللت وانت لم تلاحظ |
Tabii hepimiz meşgul bir insan olduğunu biliyoruz Boris Lermontov ama hiçbir şey fark etmediğini söyleyebilir misin? | Open Subtitles | بالتأكيد جميعنا يعرف أن لديك مشاغل كثيرة، (بوريس ليرمون توف) هل تحاول ِإخباري أنكَ لم تلاحظ شيئاً؟ |
Onu fark etmediğini söyleme sakın. | Open Subtitles | لا تقل لي أنك لم تلاحظ |