İlk karşılaştığımızda kulak memenin çok kalın olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | لاحظت بأنّ شحمة أذنك كانت سميكة جدا عندما قابلتك أولا. |
Düğün gecemizde karımın ellerinin çok soğuk olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | بالترتيب اذا، في ليلة زواجنا لاحظت ان يديها كانتا باردتين |
O günün erken saatlerinde, okuldan geldiğinde yüzünde morluklar olduğunu fark etmiştim. | TED | في وقت سابق من ذلك اليوم، كنت قد لاحظت كدمات على وجهه عندما عاد من المدرسة. |
Sonny, kendimi suçluyorum. Bir şeyler olacakmış gibi gergin olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | أنا ألوم نفسى على هذا لقد لاحظت أنك كنت متوترا كما لو أن شيئا سيحدث |
Sonny, kendimi suçluyorum. Bir şeyler olacakmış gibi gergin olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | أنا ألوم نفسى على هذا لقد لاحظت أنك كنت متوترا كما لو أن شيئا سيحدث |
Teşekkür ederim. fark etmiştim ve bunu düzeltmeni taktir ediyorum. | Open Subtitles | شكراً، لاحظت ذلك بالفعل ويسعدني تصحيحك للأمر. |
Bu yüz... bu yüzde bir anormallik olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | هذا الوجه , لاحظت عليه شيء غريب في البــــنك |
Ben de onu diyorum. Önce köyde fark etmiştim, şimdi bu ormanda da var. | Open Subtitles | بالضبط , لاحظت هذا أول مرة في القرية والآن هنا , في الغابة كذلك |
Hayır, üzgünüm, zira önceden fark etmiştim, ama tam oturtamamıştım. | Open Subtitles | كلا , آسفة لأنني لاحظت ذلك من قبل و لكني لم اتنبه للأمر |
Buraya geldiğimde fark etmiştim, güzel bir piyanoları var. | Open Subtitles | لاحظت وأنا في طريقي إلى هنا أنّ لديهم بيانو رائع |
Kısa bir zaman önce bunun dosyalarım arasından kaybolduğunu fark etmiştim, ...ama asla benim bir robotumun aldığını düşünmemiştim. | Open Subtitles | لاحظت أن هذه في عداد المفقودين من ملفاتي منذ فترة و لكن لم أعتقد ابدا أنه سيكون |
Ofisime makalenin konusunu değiştirmek için geldiğinde bunun çok daha derin bir şey olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | عندما أتيت إلى مكتبي تطلبين أن تغيري محتوى القصة لاحظت بأن هذا عن شيء عميق أكثر |
Kendin için bazı şeyleri keşfedişin ile ilgili olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | لقد لاحظت بأن هذا بخصوص معرفتك للأشياء بنفسك |
Çiçeklerin su istediğini daha önce fark etmiştim. | Open Subtitles | لقد لاحظت مبكرا ان الزهور تحتاج الى الماء. |
Tamam derenin orada garip bir şeyler fark etmiştim. | Open Subtitles | اسمع، لقد لاحظت شيئا غريا هناك بين الشجيرات |
Geçen yıl İtalya'da da fark etmiştim. | Open Subtitles | اممم.لقد لاحظت هذا فى ايطاليا العام الماضى أيضا |
İşte bu çok ilginç çünkü setteyken ekibin çoğunun koşu ayakkabısı giydiğini fark etmiştim. | Open Subtitles | حسناً , هذا مثير للأهتمام , لانة عندما كنت فى مكان التجهيز لاحظت ان معظم الطاقم يرتدون احذية ركض |
Ayrılmadan önce onda bazı değişiklikler olduğunu fark etmiştim. | Open Subtitles | قبل ان يذهب في اجازة لاحظت وجود تغير فيه |
Molly, sanırım söylemeye çalıştığım şey Groucho gözlüklerini taktığını fark etmiştim ve onları taktığın her gün fark edeceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | مولي، اعتقد ان ما أحاول قوله هو أنني لاحظت نظارات غروشو على وجهك وأعدك أنني سألاحظها في كل مرة تضعينها |
Ve üçüncü tekrar parçasında, karşıdaki bir kızı fark etmiştim. | Open Subtitles | وخلال الظهور الثالث، لاحظت تلك الفتاة خلال الغرفة. |