Ben ilk gördüğümde gül zannetmiştim. İlk farkeden siz oldunuz. | Open Subtitles | لقد رأيت أنهم أوراق زهور لكن, أنت أول من لاحظ |
Bunun kenar parçaları olmayan... bir testereye benzediğini farkeden başka kimse var mı? | Open Subtitles | أهناك من لاحظ غيري أن هذا يبدو كأحجية صور عملاقة بدون قطع الحواف؟ |
Acı hissetmediğimi ilk farkeden o olmuştu, babamın hekimleri değil! | Open Subtitles | وكان هو وليس أطباء أبى من لاحظ أننى لا أحس بالألم |
Rodney, üsteki pekçok insanın garip davranışlarda bulunduğunu tek farkeden sen değilsin. | Open Subtitles | رودني , أنت لست الوحيد الذي لاحظ تصرفات غريبة لكثير من الناس على هذه القاعدة. |
Aramızda buranın biraz sıkışık olduğunu farkeden oldu mu? | Open Subtitles | هل لاحظ أيّ أحد آخر بأن المكان مكتظ قليلاً هنا ؟ |
Söyleyin bana, otelden beri takip edildiğimizi farkeden oldu mu? | Open Subtitles | اخبروني ؟ هل لاحظ احدم الذيل ؟ منذ خروجنا من النزل ؟ |
İçinizden bunu farkeden oldu mu? | Open Subtitles | لا أعرف إن لاحظ ذلك أي شخص آخر |
Ancak Yotsuba'yı farkeden ilk kişi Yagami-kun'du. Benden daha iyisini yapabilirsin. | Open Subtitles | لكن أول من لاحظ يوتسوبا هو ياغامي-كون لربما أنك موهوب أكثر مني |
Bunu farkeden tek kişi de ben değilim. | Open Subtitles | شكرا. ولست الوحيد الذي لاحظ ذلك. |
Olağandışı bir şeyler farkeden var mı? | Open Subtitles | أي شخص لاحظ شيئاً غير عادياً ؟ |
- Benden başka farkeden var mı? | Open Subtitles | هل هناك أحد آخر لاحظ هذا؟ |
Walter'ın bulamadığı tek şeyin sürekli aşk olduğunu farkeden tek kişi ben olamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أكون الشخص الوحيد الذي لاحظ أن الشيء الوحيد الذي لا يستطيع (والتر) إيجادهُ هو الحب الأبدي |
- Evet. Bunu farkeden olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعتقد أن أحدهم لاحظ هذا |
- Peki farkeden olmadı mı? | Open Subtitles | - وهل لاحظ الجميع؟ |