İkincisi bir saatti ve sonra yarım saat oldular, tek farkettiğim ise kelliğimin arttığı oldu. | TED | الثانية ساعة واحدة، ثم نصف ساعة، و كل ما لاحظته هو ازدياد حجم صلعتي. |
Fare kapanına girdiğimde, farkettiğim ilk şey kokuşmuş bira ve idrarın yanında, gerginlikti. | Open Subtitles | كلما خطوت نحو الحانة أول شي لاحظته غير رائحة البيرة النتنة , ورائحة البول هو الضغط |
farkettiğim diğer şey ise doğuştan göz hastalığı var. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الآخر الذي لاحظته هو أنه وُلد بزَرَق في عينيه. |
Sadece farkettiğim birşey. | Open Subtitles | شئٌ لاحظته فحسب |
yeni farkettiğim bir şey. | Open Subtitles | هذا شئ لاحظته |