Ve bu yüzden, önceki yaklaşımlar etkili olmadı. Bunun için biz farklı, ve daha kökten bir yaklaşım denedik. Sokaklara farklı bir açıdan baktık. | TED | لذلك لا شيء من هذه المحاولات نجح فعلا لذلك أخذنا نهجا جديدا , نهجا أضخم لقد نظرنا الى شوارعنا بطريقة مختلفة |
Bana göre cevap, probleme farklı bir açıdan bakmayı gerektiriyor. | TED | بالنسبة لي، الأمر يتطلب النظر للمشكلة من منظور مختلف. |
Belki farklı bir yolu vardır? Kayaya farklı bir açıdan baksam... | Open Subtitles | ،ربما هناك طريقة أخرى ماذا إذا هاجمت الجلمود من زاوية مختلفة |
Bunları farklı bir açıdan görmeni sağlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أني كنت أحاول أن أجعلك ترى الأمور بمنظور مختلف. |
Florida'nın sakin bataklıklarında, onlara farklı bir açıdan bakabiliriz. | Open Subtitles | في هدوء مستنقعات فلوريدا بالإمكان البدء في رؤيتهم بشكل مختلف |
Eğer ona güvenirsen ve kurallarına itaat edersen dünyaya farklı bir açıdan bakarsın ki harika bir şeydir. | Open Subtitles | إن وثقت به وأطعت أوامره، ترى العالم من منظور آخر, إنه رائع، |
Şu an böyle görünüyor ama vakti gelince farklı bir açıdan görebileceksin. | Open Subtitles | يبدو انها الطريقة الوحيدة ولكن في النهاية سترى ذلك في ضوء مختلف. |
Bazı küçük şeylerin, bildiğinizi düşündüğünüz şeylerin her şeye farklı bir açıdan bakmanızı sağladığını öğreniyorsunuz. | TED | يمكن تعلم بعض الأشياء الصغيرة تجبرك على إعادة صياغة كل شيء كنت تعتقد أنك تعرف. |
Ama bu probleme birazcık farklı bir açıdan bakarsanız ne yapılabileceğini gösteriyor. | TED | ولكنه يُظهر ما يمكننا القيام به إذا نظرنا إلى المشكلة بطريقة مختلفة قليلًا. |
Ve onlar bunu farklı bir açıdan görüyorlarsa da bu beni nasıl özel biri yapar, bilemiyorum. | Open Subtitles | و إذا رأو الأمر بطريقة مختلفة لا أعلم كيف يجعلني ذلك مميزاً |
O zaman belki de soruya farklı bir açıdan yaklaşmalısın. | Open Subtitles | حسنا ً,ربما يجب ان اُعيد صياغة السؤال بطريقة مختلفة |
Bu olay insanların görev verilerini çok farklı bir açıdan görmelerini sağladı. | TED | هذا جعل الناس ترى بيانات المهمة من منظور مختلف تمامًا. |
Bir sosyolog olarak, başarı konusunda da çalıştım, ama biraz farklı bir açıdan. | TED | كعالم اجتماع أدرس أيضًا الانجاز، ولكن من منظور مختلف قليلًا. |
Olay yerine polisten farklı bir açıdan baktığımızı biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت تعرف اننا ننظر الى مسرح الجريمة من منظور مختلف عن الشرطة، صحيح ؟ |
farklı bir açıdan ya da çok uzaktan bakarsan belki. | Open Subtitles | لرُبّما نظرتِ إليه من زاوية مختلفة أو من مكان بعيد |
Ayrıca ortağım durumunuzu farklı bir açıdan ele alacak. | Open Subtitles | بجانب أن مساعدي سيحلل مشكلتك من زاوية مختلفة |
Belki de olaya farklı bir açıdan yaklaşmalıyız. | Open Subtitles | حسنٌ , يمكننا أن ننظر إلى ذلك من زاوية مختلفة. |
Ertesi sabah onları toparlanırken izlerken adamları farklı bir açıdan gördüm. | Open Subtitles | الصباح التالي تابعتهم شاهدت الرجال بمنظور مختلف |
Üzgünüm ama yapmam gerekiyordu. Siz farklı bir açıdan bakıyorsunuz belli ki. | Open Subtitles | أعني، أنا آسف ولكن توجب عليَّ فعلها كما هو واضح، أعتقد أنّكم ترونها بشكل مختلف |
Yöntemine bakınca zanlı kurbanlarını tedavi ediyor bu olaya farklı bir açıdan bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | بناء على الطريقة التي يعامل هذا الجاني ضحاياه فيجب ان ننظر لهذه القضية بشكل مختلف |
- Kate farklı bir açıdan yaklaşıyor. | Open Subtitles | كايت تعمل على منظور آخر |
Şu an böyle görünüyor ama vakti gelince farklı bir açıdan görebileceksin. | Open Subtitles | إلا أنه يبدو أن الطريق الآن ولكن في نهاية المطاف سنرى ذلك في ضوء مختلف. |
Ancak, eğer Ehrlich'e daha farklı bir açıdan baksaydık ne olurdu? | TED | ولكن ماذا لو أعدنا صياغة معادلة إلريك ثانيًا؟ |