Onların birbirlerinden son derece farklı insanlar olduklarını düşünüyordum. | Open Subtitles | لديّ شعور بأنهما كانا شخصين مختلفين بشكلٍ لا يصدق |
Ve eğer gitseydik, tamamiyle farklı insanlar olurduk. | Open Subtitles | ولو حصل ذلك لكنا شخصين مختلفين تماماً |
Ian ve Paul tamamen farklı insanlar olmuşlardı. | Open Subtitles | (أقصد، (بول) و (إيان كأنهما تحولا إلى شخصين مختلفين . . |
Ama iki farklı insanlar olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعرف أنّهما شخصان مختلفان جدّاً |
Ama madem ısrar ediyorsunuz, size Kaptan Üçkağıt ve Kont Olaf'ın tamamen farklı insanlar olduğunu adım adım kanıtlayacağım, bebeğe anlatır gibi. | Open Subtitles | لكن إن أصريتم. فسأثبت لكم أن القبطان "شام" والكونت "أولاف" شخصان مختلفان تماماً، خطوة فخطوة، |
Tüm bu farklı insanlar, insan sembolleri... hayatın dört elementini oluşturuyor... su, ateş, toprak, hava... beşincinin etrafında. | Open Subtitles | أنت ترى هنا هؤلاء الناس المختلفين أو رموز أشخاص تجمع العناصر الأربعة من الحياة ماء، نار، أرض، هواء |
Sen ve Tony'nin farklı insanlar olduğunuzu unutmak için. | Open Subtitles | لنسياني أنّك و(طوني) شخصان مختلفان. |
Tüm bu farklı insanlar, insan sembolleri... hayatın dört elementini oluşturuyor... su, ateş, toprak, hava... beşincinin etrafında. | Open Subtitles | أنت ترى هنا هؤلاء الناس المختلفين أو رموز أشخاص تجمع العناصر الأربعة من الحياة ماء، نار، أرض، هواء |