Bill, burada da sorunlarımız olduğunu biliyorum. - Ama bu farklı türden bir sorun. | Open Subtitles | أفهم أنّ لدينا متاعب هنا، لكنّهم يواجهون متاعب من نوع آخر. |
Eğer vajinam konuşabiliyor olsaydı tamamıyla farklı türden bir problemimiz olurdu. | Open Subtitles | إذ أمكن لمهبلي التحدث سيكون لدينا مشكلة من نوع آخر |
7 Kasım 1984'te de, farklı türden bir kasırga ortaya çıkmıştı. | Open Subtitles | في 7 نوفمبر عام 1984" "تشكل إعصار من نوع آخر |
Ben farklı türden bir kraliçe olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون ملكة من نوع آخر |