| Her zaman ışığı yakayabilmek için hareket eden şu genç fasulyeye bir bakın. | TED | مثل حبة الفاصولياء هذه انها تتحرك بصورة دائمة لكي تلتقط اكبر كم من الاضاءة |
| O sihirli fasulyeye sakso çektiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ ضاجعتي ذلك المتشرد من بذرة الفاصولياء السحري |
| Ama sen herkesi incittin. Eve dönmek için o fasulyeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكنّك آذيت الجميع كما ترى نحتاج تلك الفاصولياء لنعود إلى ديارنا |
| Bu durumda fasulyeye ne olduğunu bilen kişi sensin! | Open Subtitles | -إذاً أنت من يعلم بما جرى لتلك الفاصولياء |
| fasulyeye alerjim var. | Open Subtitles | أنا لدي حساسية من الفاصولياء |