Çok kötü biriydi ama hiçbir kadın ondan fazla acı çekmiş olamaz. | Open Subtitles | السيئ هي كَانتْ،لكن مفيش إمرأةَ كانت يُمكنُ أنْ تعاني أكثر. |
Daha fazla acı çekmeni istemiyoruz. | Open Subtitles | ..نحن لا نريد أن نجعلك تعاني أكثر من هذا |
Çok fazla şiddet, çok fazla acı yaşandı. | Open Subtitles | لقد كان هناك الكثير من العنف الكثير من الألم |
Çok fazla acı çekmeiyor sonuçta | Open Subtitles | ولكنه لم يعد يعاني كثيراً بعد الآن، فعقله في مكان آخر |
Dünyada güzel şeylerin sayısı çok az. Ancak çok fazla acı var. | Open Subtitles | هناك القليل من الجمال في هذا العالم , والكثير من المعاناة |
Bunca yıldan ve bütün çektiklerinden sonra sana daha fazla acı çektirmek istemedim. | Open Subtitles | بعد كل هذه السنوات، بعد كل ما عانيتَه لم أشأ أن أسبب لك أي ألم إضافي |
Ancak, o çocuk çok fazla acı çekiyordu. | Open Subtitles | ،على الرغم من هذا هذا الولد بدى في ألم كثير |
Bu, daha fazla acı çekmemeleri ve kimliği belirlenebilen bir cesedin olmayışını açıklamak için ebeveynlerimize anlattığım bir hikaye. | Open Subtitles | هذة هي القصة التي أخبرت بها والدينا لأتجنب شعورهم بالمزيد من الألم ولإيضاح أن الجثة لا يمكن التعرف عليها |
Bir insanın dayanabileceğinden daha fazla acı vermek en basitidir. | Open Subtitles | . إنها أبسط الأشياء... للتسبب بالألم الذى يزيد على ما يستطيع الرجل تحمله... |
Ama sadece daha fazla acı çekmene neden oldum. | Open Subtitles | و لكن كل الذي فعلته كان يسبب لك المزيد من الألم |
Sen beni daha çok sevdiğin için daha fazla acı çekmen gerek. | Open Subtitles | ،بما أنك تُـحبّني أكثر مما أحبك من العدل أن تتألم أكثر |
Buna ben katlandıkça, sadece senin daha fazla acı çekmeni sağlayacak. | Open Subtitles | كلّما تحملتُ ما يحدث, كلّما جعلتكَ تعاني أكثر فقط. |
Senin de bildiğin gibi karım büyük badireler atlattı. Benim yüzümden daha fazla acı çekmesini istemiyorum. | Open Subtitles | زوجتي عانت الكثير، كما تعلمين لا أريدها أن تعاني أكثر بسببي |
Çünkü belki... ..daha fazla acı çeker.... ...ve benim yüzümden incinir. | Open Subtitles | ... لأنها قد ... تعاني أكثر ... وتتألم بسببي |
# ve çok fazla acı ve ıstıraba neden oldun # # ama etrafına bak # | Open Subtitles | و لقد سببت الكثير من الألم و الأسى لكن انظر حولك |
Ülkemde çok fazla acı ve ızdırap vardı. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الألم و المعاناة في بلدي |
Nerede çok fazla acı çekiyorsak ve orada çok fazla acı varsa,.. | Open Subtitles | عندما يكون هناك الكثير من الألم, والكثير من المعاناة, |
fazla acı çekmemiş, doktor öyle söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب لي أنه لم يعاني كثيراً |
Tanrı seni, Zion'da ve Kudüs'te yas tutanların arasında teselli edecek ve daha fazla acı çekmekten kurtulmuş olasın. | Open Subtitles | فليرِحك الله بين المشيّعين بين زيون وبيت المقدس. وليحمك من أي ألم آخر. |
Şu ana kadar, fazla acı olmaz. | Open Subtitles | لحدّ الآن، ليس هناك ألم كثير. |
Bu, daha fazla acı çekmemeleri ve kimliği belirlenebilen bir cesedin olmayışını açıklamak için ebeveynlerimize anlattığım bir hikaye. | Open Subtitles | هذة هي القصة التي أخبرت بها والدينا لأتجنب شعورهم بالمزيد من الألم ولإيضاح أن الجثة لا يمكن التعرف عليها |
Aslında bu çok basit bir iştir, bir insana kaldırabileceğinden daha fazla acı çektirmek yeter. | Open Subtitles | إنها أبسط الأشياء... للتسبب بالألم الذى يزيد على ما يستطيع الرجل تحمله... . |
Ama sadece daha fazla acı çekmene neden oldum. | Open Subtitles | و لكن كل الذي فعلته كان يسبب لك المزيد من الألم |
O nedir , acı içinde çok daha fazla acı onun hakkında söylüyorum ediyor . | Open Subtitles | هي الآن تتألم أكثر بكثير من الذي كانت تقول لك عنه |