ويكيبيديا

    "fazla zaman" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الكثير من الوقت
        
    • وقتاً طويلاً
        
    • وقت طويل
        
    • وقت كثير
        
    • متسع من الوقت
        
    • المزيد من الوقت
        
    • وقتاً أكثر
        
    • وقت أكثر
        
    • من الوقت في
        
    • وقت كافي
        
    • وقتاً إضافياً
        
    • وقتاً كثيراً
        
    • بالمزيد من الوقت
        
    • اكثر من
        
    • وقت إضافي
        
    Eşsiz,... ...çok çok özel,... ...bireyci ve çoğunlukla da... ...baştan çıkarıcı.... ...bazı kadın karakterlerle fazla zaman... ...harcamak benim kaderim. TED الآن قُدِرَ لي تمضية الكثير من الوقت مع بعض الشخصيات الفريدة, خاصة جداً, فردية , و احياناً خواص أنثوية مغرية.
    Ve kayıt dışı ekonomiyi öğrenmek için Çin'de epey fazla zaman harcadım. TED قضيت الكثير من الوقت الإضافي في الصين لكي أعرف الاقتصاد غير الرسمي.
    Öyleyse yayılması, havadan gelen bir virüsten daha fazla zaman alacak. Open Subtitles لذا سيستغرق وقتاً طويلاً حتى ينتشر كما يفعله الفيروس المنتقل جواً؟
    Onunla fazla zaman geçirme. Tilki gibidir, seni kandırır. Open Subtitles لا تقض وقت طويل معه لانه من الممكن ان يغيير أفكارك
    fazla zaman olmadı, yoksa onlar da olmuş olurdu. Open Subtitles ما كان هناك وقت كثير جدا أو هم كانوا سيحدثون أيضا
    Çok fazla zaman yok, aslında hiç zaman yok. Open Subtitles ليس هُناك مزيد من الوقت، ليس هُناك متسع من الوقت إطلاقاً.
    Ona daha fazla zaman vermeliyiz. Bakın, Zeyna geri dönecektir. Open Subtitles يجب أن نعطيها المزيد من الوقت انظر، زينا ستعود به
    Ama olayların getirdiği acımasız noktada elimde çok daha fazla zaman vardı. Open Subtitles لكن فى بعض الخدع القاسية للأحداث لدى الآن وقتاً أكثر بين يدى
    - Bana Nato Komuta Merkezini bağla. Artık ona daha fazla zaman veremem. Open Subtitles أحضر لي مركز قيادة الناتو لا يمكن أن أعطيه وقت أكثر من ذالك
    Bu günlerde herhangi bir şey yapmak oldukça fazla zaman alıyor. Open Subtitles يبدوا أن عمل أي شئ هذه الأيام يتطلب الكثير من الوقت
    Tehlikede olan çok şey var, ancak çok fazla zaman yok. Open Subtitles يوجد الكثير من الأمور على المحك ولا يوجد الكثير من الوقت
    Bu gözlüğü alabilmek için çok fazla zaman ve para harcadım. Open Subtitles قضيت الكثير من الوقت والمال من أجل الحصول على هذه النظارات.
    Sürekli meşgul bir adam duş almak için fazla zaman bulamaz. Open Subtitles حسنا، رجل كحالي كما ترين لا يملك الكثير من الوقت للإستحمام.
    Küçük beynimin içinde seni düşünerek çok fazla zaman geçiriyorum. Open Subtitles حسناً، أنت تعرف ذلك أقضي وقتاً طويلاً داخل عقلي الصغير
    Bazen tek taraflı aşklar için fazla zaman harcamak iyi değildir. Open Subtitles أحيانا يمكن، أن تقضي وقتاً طويلاً على حب من جانب واحد.
    Audrey'in erkeklerle çok fazla zaman geçirdiğine dikkat ettim. Open Subtitles لقد لاحظت أن أودري تقضي وقت طويل مع الأولاد
    O bedene geçmenin üzerinden fazla zaman geçmediğine eminim. Open Subtitles أنا متأكد أنه لم يمض وقت طويل على إنتقالك إلى هذا الجسد, أيضا
    Kan serpintisi testi için bize fazla zaman vermez. Open Subtitles لا تُعطينا وقت كثير لإختبار بقعة الدمّّ.
    fazla zaman yok, gitmemiz lazım. Open Subtitles إذا ذهبنا الآن، سيكون لدينا متسع من الوقت
    Umurunda değil mi? Bu konuyu polislere bırakıyorum. Daha fazla zaman kaybetmeyeceğim. Open Subtitles سوف أخبر الشرطة لتتعامل مع ذلك الأمر لن أضيع المزيد من الوقت.
    Ben, büyükbabamla daha fazla zaman geçirmek istediğimi söylememiş miydim? Open Subtitles ألم أخبركِ أنني أريد أن أقضي وقتاً أكثر مع جدي؟
    Çünkü bu ona yemesi için daha fazla zaman veriyor. Open Subtitles من الوضح انّه يهمّ لأنّ ذلك يعطيه وقت أكثر للأكل
    Performans alanında çok fazla zaman geçirmemizin bir sebebi de çevremizin sıklıkla, gereksiz biçimde, riskli olması. TED نقضي الكثير من الوقت في منطقة الأداء حيث ان البيئة تكون غالبا عالية المخاطرة بدون سبب وجيه.
    Bir onerim var, cunku gercekten fazla zaman yok. Open Subtitles أنا لدي اقتراح لأنه حقا لا يوجد وقت كافي
    Zor bir dönemden geçtiğinin farkındayım ama gerekirse şirket sana daha fazla zaman verecek. Open Subtitles أدرك أنّك تمرّ بمحنة صعبة ولكنّ الشركة مستعدة أن تمنحك وقتاً إضافياً إذا كان ذلك ضرورياً..
    Casinoda çok fazla zaman harcıyorsun ve ben sende bir problem olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أنتي تمضين وقتاً كثيراً في الكازينو وأعتقد أن لديّك مشكلة
    Birlikte daha fazla zaman geçirmek istiyordum fakat aklımdan geçen bu değildi. Open Subtitles كنتُ أتمنى أن نحظى بالمزيد من الوقت معاً لم يكن هذا بالضبط ما يجول ببالي
    Başkalarıyla nasıl konuşacağımızı anlamak yerine neden konuşmamamız gerektiğine odaklanmaya daha fazla zaman harcadık. TED لذلك استغرقنا وقت اكثر في التركيز على لماذا يجب ان لا نتحدث مع الاخرين اكثر من البحث عن كيف نتحدث معهم
    Okulda daha fazla zaman geçirirler, dans etmezler. Open Subtitles و هذه هو فقط قضاء وقت إضافي في المدرسة و ليس الرقص

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد