Filmin bu felsefeyi somutlaştırdığını düşündüğüm ve daha ufak hâlimin olduğu bir parçasını size göstermek istiyorum. | TED | ولذا أود أن أريكم مقطع لي و أنا أصغر سنا من الفيلم الوثائقي، و الذي أشعر أنه يجسد تلك الفلسفة. |
yakın zamanda bir hayli dikkat çekmiş, ve bu felsefeyi somutlaştıran iki video göstereceğim. Ve bunlar aslında Nintendo Wii kumandasını kullanıyor. | TED | لاقتا الكثير من الاهتمام مؤخرا والتي أعتقد أنها تجسد هذه الفلسفة وهي في الواقع تستخدم جهاز التحكم بلعبة ننتندو وي |
Ama Bavaria'da hukuk profesörü Adam Weishaupt'un seküler felsefeyi öğretme çabaları boşa çıkmaya devam etti. | TED | لكن في بافاريا، محاولات أستاذ القانون آدم وايسهاوبت لتعليم الفلسفة العلمانية لازمها الفشل. |
Amerikan halkını... bölecek her türlü felsefeyi reddedelim. | Open Subtitles | فلنرفض اي فلسفة تجعل شعب أمريكا ينقسم اوقفوا قذف القنابل |
Oysa ki ben daha çok Kolektivist felsefeyi uygulamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | في حين أنني أخطط لتطبيق أكثر فلسفة تجميعية |
Dinlerle ilgili ilginç olan misyonerleri öldürmenin felsefeyi yok etmediği. | Open Subtitles | إذا درستِ الديانات الأخرى.. فستكتشفين أن قتل المبشرين لا يقاوم الفلسفة |
felsefeyi öğretmek ve bunu dış dünyada uygulamak bambaşka şeyler. | Open Subtitles | تدريسُ الفلسفة واستخدامها في العالمِ الواقعيّ مهمّتانِ مختلفتان |
İncinmekten o kadar korkuyorsun ki kendine ilişkiler hakkında normal olmayan bu felsefeyi geliştirmişsin. | Open Subtitles | انت خائفة جداً من ان تجرحي لذلك تتظاهرين بأن لديك هذه الفلسفة بخصوص العلاقات انها ليست طبيعية |
Bu sonuncu bir yazarı okur gibi, ...tüm felsefeyi beş dakikada açıklıyor. | Open Subtitles | والملاحظة الأخيرة مكتوبة كأن الكاتب قد قضى الخمس دقائق كلهم بالبحث في الفلسفة. |
Biyokimyager olabilir ama felsefeyi de çok severdi. | Open Subtitles | ربما أصبح عالماً في الكيمياء الحيوية لكن الفلسفة هي عشقه الحقيقي |
Ama felsefeyi de severim. | Open Subtitles | لكني أحب الفلسفة أيضاً. علم الميتافيزيقيا؟ |
Eğer Aziz Thomas'ın felsefeyi, dinden ayırdığını iddia ediyorsan inanmakla, anlamayı karıştırma. | Open Subtitles | إلّا إذا كنت تدّعي أنّ القديس "توماس" فصل بين الفلسفة واللاهوت. لا تخلط بين الفهم والإيمان. |
46 saatte sana Antik felsefeyi öğretebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أعلمك الفلسفة في 48 ساعة |
Belki bu felsefeyi ben de benimsemeliyim. | Open Subtitles | ربما يجدر بي تبني تلك الفلسفة أيضاً |
Evet, o felsefeyi takdir ederim. | Open Subtitles | اوه ، أنا معجب بهذه الفلسفة . في الحقيقة أنا أحاول أن أعيشها بنفسي . |
Bu felsefeyi tekrar düşünmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | ربما تريد أن تعيد النظر في هذه الفلسفة |
İzin ver felsefeyi kendim yapayım. | Open Subtitles | دعني أحاول الإنسحاب من الفلسفة بنفسي |
Ve felsefeyi keşfettiğim sınıfınız. | Open Subtitles | وفصلك، المكان الذي اكتشفتُ فيه الفلسفة. |
Dr. Gallinger ve ben olay bu aşamaya geldiğinde aynı felsefeyi paylaşıyoruz. | Open Subtitles | الطبيب " جالينجر " وأنا لدينا فلسفة مُتشابهة عندما يأتي الحديث عن تلك المسائل |
Aynı felsefeyi paylaşıyoruz o hâlde. | Open Subtitles | إذا يبدو أن لدينا فلسفة واحدة |
Belki de Crawford gibi iş adamlarından oluşan bir grup bu felsefeyi benimsemiştir ve şirketlerinin çıkarlarını korumak için kendi adamlarını hükümete yerleştiriyorlardır. | Open Subtitles | ربما كانت.. كانت هناك عصبة سرية حديثة لرجال الأعمال.. من أمثال (كراوفورد) قد إعتنقت فلسفة هذه الجماعة.. |