Büyük İskender bilinen tüm dünyayı fethetmek için yola çıktı; Hyperides kendini ihanet suçlaması ile mahkemede buldu. | TED | ثمّ ذهب اسكندر لغزو بقيّة العالم، وجد هايبريديس نفسه محاكما بتهمة الخيانة. |
Ordumu muazzam toprakları fethetmek için yöneteceğim ve büyük bir İmparatorluk kurmak için | Open Subtitles | سأقود جيشي لغزو الأراضي الشّاسعة و أنشئ إمبراطوريّة عظيمة |
Korkusuz bir savaşçı olarak bilinen Akrep Kralı... büyük bir orduyla bilinen Dünyayı... fethetmek için yola çıkar. | Open Subtitles | قاد جيشا عظيما على حملة... لفتح العالم المعروف |
Yeryüzüne dünyayı fethetmek için gönderilmiştim. | Open Subtitles | كنت قد بُعثت إلى الأرض لفتح العالم |
Başkalarının hayallerini fethetmek için tutulan ünlü simalar. | Open Subtitles | أوجه مشهورة وظفت لقهر الأحلام التي لم تكن أحلامهم حتى. |
Zamanda yolculuğu fethetmek için, bizleri garip teorilerle ve de inanılmaz karışık teknolojilerle | Open Subtitles | ، للتغلب على السفر عبر الزمن علينا أن نعبر مسار طويل |
Ama Ölümsüzlerin bilgeliğini fethetmek için bizler de bilge olmalıyız. | Open Subtitles | ولكن للاستيلاء على الحكمة من الخالدين نحنُ أيضاً يجب أن نُصبح رجال حُكماء |
Her gün 4 milyon balıkçı teknesi, okyanusları fethetmek için açılıyor. | Open Subtitles | من قوارب صيدنا 4 ملايين تغدر يوميا لغزو المحيط |
Ülkeleri fethetmek için değil insanlığı gerçek ile özgürleştirmek için. | Open Subtitles | (أعظم مما يحلم به (الأسكندر ليس لغزو الأمم . ولكن لتحرير البشرية |
Yeni boş alanlar fethetmek için yola koyulurlar. | Open Subtitles | يخططون لغزو مساحة جديدة |
Keşmir'i fethetmek için bahane olarak kullanacaklar. | Open Subtitles | سيستعملونها فقط بمثابة ذريعة لغزو (كشمير) |
Peki ya onu dünyayı fethetmek için tele kinetik güçleri olan canavarlardan oluşan bir ordu yaratmak için kullanıyorsa. | Open Subtitles | الذي إذا هو كان سيستعملها لخلق جيش telekinetic وحوش غضب لفتح العالم؟ |
Defiance'ı alıp, üsleri haline getirmek ve gezegeni fethetmek için bir fırlatma rampası yapma niyetindeler. | Open Subtitles | لأخذبلدةالمواجهة ويستعمله كa قاعدة، aمنصّةإطلاقالتيمنها لفتح الكوكب. |
Binlerce yıldır insanoğlu denize açılır yüce okyanusu fethetmek için gemiler inşa eder. | Open Subtitles | لآلاف السنين أحب الإنسان البحر بانيا السفن لقهر المحيط العظيم |
Insan vücudunun sınırlarını fethetmek için. | Open Subtitles | لقهر حدود الجسم البشري. |
Pekin'i fethetmek için gönderilen askerler şu an Şangay'a vardı ve çetin bir muharebeyle karşı karşıyalar. | Open Subtitles | الجنود الذين تم إرسالهم للتغلب على بيجين حالياً هم الآن في شينغهاي و هم في معركة كثيفة |
Çin'in cumhuriyetten önceki eski zamanlarında, güçler ülkeyi fethetmek için rekabet içersindedir. Her bir kumandan kendi askeri imparatorluklarını kurmak istemektedir. Gücü elde tutan kumandanlar, yabancılarla ülkenin ve insanların hazinelerine göz dikmiştir. | Open Subtitles | فى بداية القرن الماضى ، تنافست القوى المختلفة للتغلب على الصين كل قوة تقوم بتعزيز قدراتها العسكرية الخاصة، والإمبراطورية أمراء الحرب الكبار والصغار اتحدوا مع الأجانب على حساب الشعب المعارك التي لا تنتهي حولت الأرض إلى جحيم مستعر. |
Sana sormam gerek Kwenthrith'in beni öldürmesine içten içe hazırlıklı mıydın Mercia'yı fethetmek için bu bedeli ödemeye hazırlıklı mıydın? | Open Subtitles | أريد أن أسألك هل كنت مستعد سرًا، لترك (كوينثرث) تقتلني كثمن تدفعه مقابل وجود سبب للاستيلاء على (مرسيا). |