Bu askerlik değil. fiili Çarpışmadan konuşalım. | Open Subtitles | هذه ليست العسكرية ونحن نتحدث عن القتال الفعلي |
Kodesteyken bile şehrin fiili patronu o. | Open Subtitles | حتى من السجن، هُو الزعيم الفعلي للمدينة. |
Öte yandan, amaçları fiili işgal ve ele geçirme olsaydı, o zaman muhtemelen önceliği... | Open Subtitles | من ناحيةٍ أُخرى كان هدفهم الفعلي الأحتلال والغزو ثم على الارجح سوف يولون اهتمامهم نحو شيءٍ ما |
fiili çek! fiili çeek! | Open Subtitles | "صرّف الفعل، صرّف الفعل" |
Evet, fiili çeek! Evcilleşmiş. | Open Subtitles | "أجل، صرّف الفعل" |
Bu noktada, bana göre, tarafsızlığın bütün tarafların sesini eşit miktarda duyurmak ve tüm taraflarla konuşmak anlamına geldiğini, ancak tüm taraflara eşit muamele etmek olmadığını zorlama bir ahlaki veya fiili eşitlik yaratmak olmadığını anladım. | TED | ولذا حينها بالنسبة لي، فهمت ان الموضوعية هي أن تسمع لكل الاطراف بشكل متساوٍ وتتحدث لكل الاطراف، ولكن لا تعامل كل الاطراف بشكل متساوٍ، ولا تفرض حالة من التكافؤ الأخلاقي أو التكافؤ الفعلي. |
Gazete tarihimizdeki en tuhaf sıfat fiili ben bastırmadım en azından. | Open Subtitles | على الأقل أنا لست الشخص الذي طبع اسوأ النعت الفعلي في تاريخ جريدتنا! |