ويكيبيديا

    "filistin'" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • في فلسطين
        
    • الفلسطينية
        
    • محل لحوم بفلسطين
        
    • وفلسطين
        
    • فلسطينى
        
    • المنحل
        
    Bu sessizlik Filistin'de pasif direnişin büyüyebilmesi, hatta hayatta kalabilmesi olasılığı için derin sonuçlar taşıyor. TED هذا الصمت يحمل عواقب عميقة لاحتمال ويمكن أن تنمو اللاعنف، أو حتى البقاء على قيد الحياة، في فلسطين.
    On dokuz yaşıma girdiğimde, kariyerime ilk kadın foto muhabiri olarak Gazze Şeridi'nde Filistin'de başladım. TED عندما بلغت التاسعة عشر، بدأت حياتي المهنية كأول أنثي تعمل كمصورة صحفية في قطاع غزة في فلسطين.
    Hala Filistin'de, ölen adamın müritleriyle beraber olmalı. Open Subtitles لابد انه في مكان ما في فلسطين مع الاتباع الاخرين للرجل الميت
    Bildiğiniz gibi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Filistin davasının sadık bir müttefikidir. Open Subtitles كما تعرفون, اتحاد الجمهوريات الإشتراكية لتشكيل الإتحاد السوفيتي الحليف المخلص للقضية الفلسطينية
    Ve Fantom hıyarının şu anda Filistin'de hayallerindeki hayatı yaşadığını bilmek beni deli ediyor. Open Subtitles كما فعل الشبح الوغد و فتح محل لحوم بفلسطين الآن
    Filistin ve İsrail hakkında Ortadoğu'dan gelen daha büyük bir konuşmamız da var. TED لقد حصلنا على محادثة أكبر حول إسرائيل وفلسطين يشع من منطقة الشرق الأوسط.
    Ben Filistin'im, Irak değilim. Open Subtitles هذه ليست العراق انا فلسطينى و لست عراقي
    Onu yere bırak, seni rezil Filistin'li. (KINIYORUM) Open Subtitles اتكرها, ايها المنحل.
    Son mektubu Filistin'in Celile denilen köyündendi. Open Subtitles رسالته الاحيرة كانت من قرية في فلسطين تدعى قانا
    Filistin'de hepinize temiz çarşaf sözü veriyorum. Open Subtitles وأنا أعدكم الكل سيحصل على أغطية نظيفة في فلسطين.
    Ama en azından çocuklar ve gençler sınırı geçip hürriyete kavuşsalar ve Filistin'de huzur içinde yaşasalardı. Open Subtitles على الأقل الأطفال والشباب ينبغي أن نصل إلى الحدود ونعيش بسلام في فلسطين.
    Ölüm yakınsa Filistin'de, "Schwartz ve Oğulları"nın ne önemi var? Open Subtitles إذا كنا جميعا سنموت، لن نتحتاج شوارتز و أبني في فلسطين.
    Filistin'deki Yahudi liderliğiyle bağlantıları olan çeşitli grupların temsilcileriyle Pera Palas Otel'inde görüştü. Open Subtitles قابل مُمثلين لمجموعات مُختلفة الصلات "بالقيادة اليهودية في "فلسطين "في فندق قصر "بيرا
    Filistin'de Yahudiler kutlamalar yapiyordu. 1930'lardan bu yana, Open Subtitles إحتفل اليهود في فلسطين منذ الثلاثينات على الأقل
    İşçilerimizin paraları ile birlikte kesin itirafları var Filistin'deki Siyonist ayrılıkçıların haksız mücadelesini desteklemek istediler. Open Subtitles اعترافاتهم هي دليل قاطع أنه مع المال من عمالنا أرادوا دعم الحرب الظالمة من الانفصاليين الصهيوني في فلسطين
    Filistin köylerinin harabelerini keşfe gidiyoruz ve neden harabeye dönüştüklerini tartışıyoruz. TED وقد قمنا بزيارة انقاض القُرى الفلسطينية .. وناقشنا كيفية تم هدم وتهجير اصحابها
    Budrus'taki direniş o zamandan sonra Batı Şeria'daki köylere ve Kudüs'teki Filistin mahallelerine yayıldı. TED المقاومة في بدرس قد انتشرت منذ ذاك الى القرى في انحاء الضفة الغربية وإلى الأحياء الفلسطينية في القدس.
    Filistin'li komşunuzun temyiz davasıyla ilgili ne yapmayı düşünüyorsunuz? Open Subtitles ماذا فعلت بخصوص الالتماس الذي قدمته جارتك الفلسطينية ضدك
    Ve Fantom hıyarının şu anda Filistin'de hayallerindeki hayatı yaşadığını bilmek beni deli ediyor. Open Subtitles كما فعل الشبح الوغد و فتح محل لحوم بفلسطين الآن
    Tabii ki, İsrail ve Filistin'e dönmek istedik. TED بالطبع, كنا نرغب في العودة إلى إسرائيل وفلسطين.
    Ben Filistin'im, Irak değilim. Open Subtitles هذه ليست العراق انا فلسطينى و لست عراقي
    Onu yere bırak, seni rezil Filistin'li. (KINIYORUM) Open Subtitles اتكرها, ايها المنحل.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد