Devrimleri finanse etmek için eroinli muz kullanmayacak. | Open Subtitles | على الاقل ، لن يستعمل الهيروين بطعم الموز لتمويل ثرواته |
Fransa'nın savaşı finanse etmek için İngiltere ve Amerikaya milyarlarca borcu vardı. | Open Subtitles | دانت فرنسا بالبلايين إلى بريطانيا وأمريكا لتمويل حربها |
1919, sefil, açgözlü patronları Broadway müzikalini finanse etmek için Babe Ruth'u Yankeelere satma kararı almış. | Open Subtitles | قرر بيع بيب روث إلى فريق اليانكيين لتمويل مسرحية برودواي الموسيقية لا، لا، نانيت أنا لن أَرى أبدا تلك القطعة من الفضلات |
Kampını finanse etmek için bu adamı kullanıyor, adam onu ne için kullanıyor tanrı bilir. | Open Subtitles | تَستعملُه لتَمويل معسكرِها -، وهو يَستعملُها و الله يَعْرفُ لما |
Adam filmi finanse etmek için... kan bağışı yapmış. | Open Subtitles | قرأت أنه موّل فيلمه -بالتبرع بدمه |
Türk tehdidine karşı kutsal Haçlı seferini finanse etmek için Roma'dan Venedik'e kadar aşağıdaki harçlar yürürlükte olacaktır. | Open Subtitles | من أجل تمويل الحملة الصليبية المقدسة ضد الخطر التركي, البابوية التالية يتم سنها بموجب هذا الجبايات |
1919, sefil, açgözlü patronları Broadway müzikalini finanse etmek için Babe Ruth'u Yankeelere satma kararı almış. | Open Subtitles | قرر بيع بيب روث إلى فريق اليانكيين لتمويل مسرحية برودواي الموسيقية |
Biri, harekâtı finanse etmek için onu kullanıyormuş. | Open Subtitles | لأن أحدهم كانوا يستخدمونه لتمويل العملية. |
Terörist eylemleri finanse etmek için pahalı şeyler çalıyorlar. | Open Subtitles | انهم يبيعون السلع الراقية لتمويل العمليات الارهابية |
İlk kampanyasını finanse etmek için aile varlığından istifade etmiş. | Open Subtitles | لقد أدخلت وديعة عائلتها لتمويل حملته الإنتخابيّة الأولى. |
Bu meyve tezgâhını finanse etmek için aile fonundan epey miktar para çektiniz değil mi? | Open Subtitles | وقمتي بسحب قدر من المال لا بأس به من أموال العائلة لتمويل خط الانتاج هذا ، أليس كذلك ؟ |
Böyle bir darbeyi finanse etmek için gitmesi çok iyi bir yatırım oldu. | Open Subtitles | وكمية كبيرة منه ذهبت لتمويل هذا الإنقلاب |
İroni şu ki, o parayı ilk kongre kampanyasını finanse etmek için kullanmıştı. | Open Subtitles | الأمر المُثير للسخرية هُو أنّه استخدم ذلك المال لتمويل حملة الكونغرس الأولى. |
Mossad, terörist faaliyeti finanse etmek için kullanılan kanlı elmasların izini sürüyormuş. | Open Subtitles | الموساد كان يتعقب الماسات الدمويه التى كانت تستخدم لتمويل النشاط الارهابى |
Afgan eroini haricinde kanlı elmaslar teröristleri finanse etmek için en çok kullanılan kaynak. | Open Subtitles | ألماس النزاع الأكثر ملائمة لتمويل الإرهاب |
Görüşüm, yasadışı bir savaşı finanse etmek için sokaklarda uyuşturucu satıldığını Amerikan hükümetinin bildiği. | Open Subtitles | وجهة نظري ان الحكومة الامريكية تعلم ان المخدرات وضِعَت في الشارع لتمويل حرب غير مشروعه |
Sahip olduğun bankada senin adına açılmış olan bir hesap ABD topraklarındaki bir terör saldırısını finanse etmek için kullanıldı. | Open Subtitles | حساب مصرفي بإسمك في مصرف والذي يعمل لتمويل الهجوم في الأراضي الأمريكية |
Tabii ki bu sistemde devlet vergi topluyor ve devletin rolünün, sadece düzenleme değil; aynı zamanda kamusal malların belirleyicisi olmak olduğunu bilerek gelirlerinin bir kısmını sosyal programları finanse etmek için kullanıyor. | TED | بالطبع، في هذا النظام، تدفع الحكومات الضرائب، وتستخدم جزءا من إيراداتها لتمويل البرامج الإجنماعية، والإعتراف بأن دور الدولة لا يقتصر فقط على التنظيم وإنما الحُكم في توزيع الفوائد الإجتماعية. |
Kampını finanse etmek için bu adamı kullanıyor, adam onu ne için kullanıyor, Tanrı bilir. | Open Subtitles | تَستعملُه لتَمويل معسكرِها -، وهو يَستعملُها و الله يَعْرفُ لما |
Sence bu operasyonu finanse etmek için parayı bu şekilde mi buldu? | Open Subtitles | -أتعتقد هكذا موّل عمليته؟ |
Sandstorm'un terör arsalarını finanse etmek için parayı kullandı. | Open Subtitles | وإستخدامها من أجل تمويل المُخططات الإرهابية للمُنظمة |