Avusturyalı bir fizikçinin kuantum mekaniğini daha anlaşılır kılmak için bulduğu bir düşünce deneyi. | Open Subtitles | جاء بها فيزيائي نمساوي ليساعد على فهم الحالة الكمية |
Büyük bir fizikçinin daha önce dediği gibi, bu hızlı entropi akıntısı içinde düzen yaratan biyolojinin küçük girdapları var. | TED | إذًا كما قال فيزيائي عظيم ذات مرة، هنالك تلك منابع دوامات البيلوجيا القليلة والتي تخلق النظام في السيل السريع من الإنتروبي. |
Eğer etrafınızdaki en zeki fizikçilere etraftaki en zeki fizikçinin kim olduğunu sorarsanız benim deneyimlerime göre yarısı Ed Witten diyecektir. | TED | واذا سألت عن اذكى عالم في المحيط العلمي أذكى عالم فيزيائي بحسب علمي فإن نصف الاشخاص ستجيب انه " ادوراد ويتين " |
Pablo nehrin 100 yıllık değerli kayıtlarını bir fizikçinin istatistiksel verileriyle bir araya koymuş. | Open Subtitles | جلب بابلو أدوات الاحصاء الفيزيائية لتحمل 100 سنة بقيمة من سجلات النهر |
Bir fizikçinin gözüyle ve emin olabilmek için herkesin istediği şey bunu gizlice yapmak ve medyaya gün içinde göstermek. | Open Subtitles | لأننا واجهنا فراغ ـ ماذا يريد الجميع من وجهة النظر الفيزيائية ومن أجل أن نكون متأكدين |
Yani bence sen, fizikçinin içinde kapalı kalmış bir "Savurucusun." | Open Subtitles | اعني انك ماسح محتجز في جسد فيزيائي |
Bir başka fizikçinin çalışmaları Marie Curie'nin ilgisini çekmişti. | TED | أثار عمل فيزيائي آخر اهتمام (ماري كوري). |
Her neyse fizikçinin teki her hafta bir dondurmacı dükkânına gidip bir tane kendisi için, bir tane de yanındaki boş tabure için dondurmalı tatlı istiyormuş. | Open Subtitles | هنالك فيزيائي يذهب الى رَدْهَة المثلجات كل أسبوع ويطلب مثلجات السندي لنفسه (السندي هي أحد أشهر المثلجات في أمريكا) ويعرض واحدة على الكرسى _بلا ظهر او ذراعين_ الخالي بجواره. |