ve hiçbiri ayaklanmaya katılmıyor ama içlerinden biri Foot Locker mağazası yağmalanırken geçiyordur ve girip kendine bir çift spor ayakkabısı araklar | TED | ولا أحد منهم تدخل في أعمال شغب، لكن أحدهم مر بجوار متجر أحذية يتعرض للسرقة فدخله وأخذ حذاءً جديدًا. |
Birinci kat genellikle erkekler için, şurada da Lady Foot Locker var. | Open Subtitles | الطابق الأول في الغالب أشياء رجالية وهذا متجر أحذية السيدات هناك |
Bir tarafında Foot Locker diğer tarafında da Claire Takı var desem. | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أنه يوجد متجر أحذية على أحد جانبيه و"كلير للاكسسوارات" على الجانب الآخر |
Böylece Beverly Hills'teki Foot Locker mağazası çalışanlarıyla pazarlığımı tamamlayacağım. | Open Subtitles | وبه سأنهي عملي لدى (فوت لوكر) في (بفرلي هيلز) |
Buzz kendisini yetersiz hissediyor çünkü Foot Locker'daki işini kaybetti. | Open Subtitles | يشعر (باز) بالضعف بسبب طرده من عمله في متجر (فوت لوكر) |
Lady Foot Locker'da çalışmıyor musun? | Open Subtitles | ألست تعمل في "ليدي فوت لوكر"؟ |