Kendisi Fortune 500 şirketlerinden olan Xerox'un ilk Afrikan-Amerikan kadın CEO'su. | TED | هي أول أنثى أمريكية أفريقية تعمل بصفتها مديرة تنفيذية لشركة مدرجة في فورشن 500، تابعة لزيروكس. |
Fields madalyasını vermedikleri yetmedi... şimdi de Fortune dergisinin kapağına, kendine bilim adamı diyen... şarlatanlarla koymuşlar resmimi. | Open Subtitles | اذاً، لم يكتفوا بسرقتى ولكنهم الآن يضعوننى على غلاف مجلة فورشن مع أولئك الكتاب المأجورين التافهين |
Henüz Fortune 500'deki bir şirketi yönetmemen beni şaşırtıyor. | Open Subtitles | حقيقة انك لم تعودي تديري قائمة فورشن للخمس مائة شركة هو امر محير لي |
Fortune 500 şehirdeki en üst seviyedeki organize suç örgütüdür. | Open Subtitles | فورتشن 500 هي اعلى طبقات الجريمة المنظمة في هذه المدينة. |
Ama ya eğer bir Fortune 500 şirketine götürseydim sizi, ve masanın etrafındaki herkes beyaz bir erkek olsaydı, bunun da garip olduğu ne zaman aklımıza gelecek? | TED | ولكن إذا دخلت لشركة من شركات مجلة فورتشن 500، وكل الحاضرين بالغرف رجال بيض، متى كنا سنفكر بأن هذا الأمر غريب كذلك؟ |
Fortune 500 CEO'ları, birkaç senatör. | Open Subtitles | مُدراء تنفيذيون لشركة (فورتون 500) ، عضوان بمجلس الشيوخ |
Drake sadece Fortune 500 şirketinin CEO'su değildi. | Open Subtitles | درايك كَانَ notjust الذي المدير التنفيذي a شركة في سجل فورتشون 500. |
Bu gece herkes burada olacak. Fortune 500 CEO'ları, LVMH, PPR, Hearst. | Open Subtitles | "فورتن , 500 , سي او اس , بي بي آر و هيرست " |
Ya da Marietta Fortune. | Open Subtitles | أو ماريتا فورشن |
Senin Arthur Fortune'a baktığın şekilde bana bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | (أريدك أن تنظر إلى كما نظرت إلى (آرثر فورشن |
Asla popüler olamayacağım, asla milyarder Arthur Fortune gibi sevilmeyeceğim. | Open Subtitles | (لن أكون أبداً بليونيراً محبوباً مثل (آرثر فورشن |
Yine Fortune dergisinin kapağına çıkmışsın. | Open Subtitles | أنظر أنت على غلاف مجلة "فورشن" مرة أخرى |
- Çok iyi oldum Bayan Fortune. | Open Subtitles | يخير , سيدة فورشن |
Springfield, şen şakrak Arthur Fortune'nun kasırga gibi ziyaretinden sonra hâlâ kendine gelemedi. | Open Subtitles | .... ما تزال (سبرينغفيلد) مُغشي عليها (منذ زيارة الثري (آرثر فورشن |
Bu yerde korkusuz Fortune için çalıştıklarını sanıyorum. | Open Subtitles | يربطهم بهذا الكازينو... هذا لو كانوا يعملون لـ(فورشن) المخيف هنا |
Paisley Grubu, tüketicilerin yeşil ürün kullanımlarına yönelik küresel ve endüstri akımında diğer Fortune 500 şirketlerine halihazırda liderlik etmektedir, ...elbette verimli ve güvenli rekabetçi avantajlar sağlayarak. | Open Subtitles | مجموعة (بيسلي) قادت بالفعل 500 من شركات (فورشن) الآخرى في الإتجاه العالمي والصناعة نحو إستخدام المستهلك للمنتجات الصديقة للبيئة، |
Fortune! Fortune! | Open Subtitles | (فورشن), (فورشن) |
Bu nedenle, botanist Robert Fortune'ı, Çin'den çayı gizli bir operasyonla çalmak için görevlendirdi. | TED | لذلك كلفت عالم النبات روبرت فورتشن بسرقة الشاي من الصين في عملية سرية. |
Fortune'den Ron Henkoff Dr. Miller'ı aradı ve Miller mektubu onayladı. | Open Subtitles | رون هينكوف من فورتشن اتصل مع د. ميللر وأكد د . ميللر الرسالة |
Fortune dergisinden Ron Henkoff mektubun Dr. Miller'a ait olduğunu onaylayacaktır. | Open Subtitles | رون هينكوف من مجلة فورتشن وقد قام بالتحقق من الرسالة مع د. ميللر |
Ve Marlon Milch, bu Fortune 500 şirketinin CEO'su. | Open Subtitles | (و(مارلون ميلتش) المُدير التنفيذي لشركة (فورتون 500 |
Ve müşteriler... Mucitler ve liderlerden bahsediyoruz. "Fortune 500" insanları. | Open Subtitles | والزبائن هم من المبدعين والقادة الأقوياء، من (فورتشون 500) |
Biliyor ki eğer federal yönetim internette ele geçirilebiliyorsa, eğer Fortune 500 ele geçirilebiliyorsa, doktoru da ele geçirilebilir. | TED | هي تعلم أنه إن كان بالإمكان اختراق الحكومة الفدرالية، إن كان بالإمكان اختراق شركة "فورتن 500"، فكذلك يمكن أن يُخترق طبيبها. |