Ve, herneyse, bu adamla tanıştım-- Fransız erkeği. | Open Subtitles | إذاً، بأية حال، إلتقيت هذا الرجل الفرنسي. |
Moda editörü olarak konumunu geri kazanmak için bütün kitabı görmezden gelen zavallı bir Fransız erkeği gibi. | Open Subtitles | مثل الرجل الفرنسي الفقر الذي كان عليه أن يكتب كتاباً ليستعيد الحالة التي كان عليها كمحرر للموضة |
Ama bu kadar güzel olduğunuzu söylememişti. Fransız erkeği için bu güzellik, suç işlettirebilir. | Open Subtitles | هذه جريمة بنظر الرجل الفرنسي |
Sonra bizim Fransız erkeği kalkmış ve "YAŞASIN FRANSA!" demiş ve atlamış. | Open Subtitles | أخيراً وقف رجل فرنسي وقال تحيا فرنسا وقفز |
Belki zengin bir Fransız erkeği onları beslemek için satın alır. | Open Subtitles | ربما سيشتري لهم رجل فرنسي غني طعام العشاء. |
- 5, Fransız erkeği de dahil. | Open Subtitles | -خمسة, من ضمنهم الرجل الفرنسي |
Fransız erkeği mi? | Open Subtitles | "رجل فرنسي"؟ |