Ve bu çok küçük kısım, yani sadece %6'lık kısım aracın hızlanmasında kullanılıyor. ve durduğunuzda da frenleri ısıtıyor. | TED | و هذه الستة في المائة فقط ستة بالمائة تنتهي فعليا بتسريع السيارة ثم تسخين الفرامل عندما تتوقف |
frenleri kullanamam. Ucu ucuna olacak. | Open Subtitles | لا أستطيع استعمال الفرامل ستكون المجازفة كبيرة |
Öteki trenlerin frenleri istasyonlarda durmasınlar diye tahrip edildi. | Open Subtitles | في قطارات أخرى ، المكابح عُبث بها مما جعله مستحيلاً أن تتوقّف في الوقت المناسب للإشارات وفي المحطات |
frenleri geçen yaz hallettim, ...ama sizin yerinizde olsam kışın, ...kar yağmadan önce gidip kontrol ettiririm. | Open Subtitles | و المكابح في الصيف الماضي لكن مع الشتاء السيئ لو كنت مكانكم لجعلتهم يتفقدونها قبل هطول الثلج |
Sadece 30,000 kilometre yapmış. frenleri falan da var. | Open Subtitles | عدادها 30 ألف كيلومتر و يتوفر بها مكابح و كل شيء |
Şimdi diğerlerin frenleri ile ne olduğuna göz atalım. | Open Subtitles | . الآن لنر ما سيحدث لو أنك تقود بدواسات فرامل الشركة الأخرى |
Zaten sigorta şirketi frenleri kontrol etmek isteyecektir, ...ama ben sadece sormak istiyorum. | Open Subtitles | الأن , شركة التأمين سوف تتفقد عمل الكوابح لكنني فضلتُ أن أسألكِ فحسب |
Coney Islanda varınca trenin frenleri kopacak. | Open Subtitles | عندما يصلو إلى كونى ايلاند سيتعثرون وستعمل الفرامل |
Affedersin, birisi frenleri bozmuş. | Open Subtitles | ماذا؟ , أسف , الفرامل لابد أن أحداً قطعها |
Ancak ardı ardına dinamik frenleri kullanarak daha fazla başarı şansınız olabilir. | Open Subtitles | لكن ستكون لديك فرصة أفضل بالكبح المتناوب على الفرامل الديناميكيّة |
frenleri sadece bir defa kullanabilirsin. | Open Subtitles | حسنا، تحصل فقط لاستخدام الفرامل مرة واحدة |
frenleri kaybettik ve hala 140 km ile gidiyoruz! | Open Subtitles | لقد خسرنا الفرامل وما زلنا نسير بسرعة 142 كيلومتر. |
Yaptığı şey ön frenleri kilitlemek böylece lastiklerimi ısıtabilirim. | Open Subtitles | ما الذي تقوم به يتم تأمين الفرامل الأمامية، حتى أتمكن من الاحماء بلدي الإطارات. |
frenleri tutmuyor ve görevin, o hiçbirşeye çarpmadan onu bir şekilde durdurmak | Open Subtitles | لقد عطلت المكابح و راديو الاتصال مهمتك هي أن توقفه قبل أن يتحطم في نهاية الخط و يدمر كل شيء في طريقه |
O sesi çikarmamasi gerekiyor. Sen frenleri açik birakiyordun. | Open Subtitles | لا يفترض بها أن تصدر ذالك الصوت أنت تترك المكابح تعمل |
Onlara frenleri tamir etmelerini söylemiştim, ama dinlemediler. | Open Subtitles | أخبرتهم بأن يصلحوا المكابح لكن لم يستمعوا إلي |
Bombacı 3 milyon dolar istiyor yoksa frenleri uçuracak. | Open Subtitles | المفجر يريد 3 مليون دولار ولا سوف ينسف مكابح الطوارئ |
Anneminkinin frenleri epey sorunlu basmak bile neredeyse çok zor ve ani fren sesi çıkarıyor. | Open Subtitles | مكابح سيارة أمي قوية جداً وإن ضغطتُ عليها بصعوبة فإنها تصدر صريراً |
Ne yazık ki bu trenin hava frenleri bağlı değildi. | Open Subtitles | لسوءِ الحظّ، مكابح هذا القطار قدّ فُـصلت |
Bence bu el frenleri bu treni durduracak güçte değil. | Open Subtitles | لا أعتقد أن فرامل اليد لديها القوة على إيقاف هذا القطار |
Zaten sigorta şirketi frenleri kontrol etmek isteyecektir, ...ama ben sadece sormak istiyorum. | Open Subtitles | الأن , شركة التأمين سوف تتفقد عمل الكوابح لكنني فضلتُ أن أسألكِ فحسب |
Bakalım. Gidonu, frenleri ve şanzıman kutusunu tamir edebilirim. | Open Subtitles | أستطيع تثبيت الإتّجاه، الكابحات وذراع السرعه |
Ona yaptığım yarış arabası yatağını biliyor musun? Evet. frenleri tutmuyor. | Open Subtitles | كوابح الفراش الذي صنعته له على شكل سيارة سباق معطلة |
Şimdi geceleyin bu arabayı araziye çıkarın ve ön cam sileceklerini, ön camı çıkarın, farları ve frenleri de. | TED | الآن خذ السيارة على طريق وعرة في الليل وقم بإزالة مساحات السيارة والزجاج الأمامي، الأنوار الأمامية والفرامل. |
O... pu çocuğu, frenleri yeni yaptırdım ve o hergeleler beni fena kazıkladı. | Open Subtitles | اللعنة، أصلحتُ مكابحي للتوّ، وأولئكَ السفلة غرّموني مبلغاً طائلاً |