Belki göçebeler su almaya gelirler. | Open Subtitles | . نعم ، ولكن بلا طعام ربما يأتي البدو لكي . يسقي جماعته |
Yerliler, Arap göçebeler ve yerleşik Berberler büyük bir direnç gösterdiler. | Open Subtitles | السكان الأصليين، العرب الرُحل والبربر البدو المستقرين قاوموا بشراسة |
Bu göçebeler 5 haftada yemek bulup... yuva kurup yavru büyütmek zorundalar. | Open Subtitles | لدى هؤلاء البدو الآن فقط خمسة أسابيع للعثور على الغذاء وبناء الأعشاش و تنشئة الصغار |
göçebeler hakkında her şeyi öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نعرف كل ما نستطيع حول هؤلاء الرحالة. |
göçebeler, çiftçilerden daha seksi. | Open Subtitles | -أجل، البدو الرحالة أكثر جاذبية من المزارعين |
Gerçek sorunun göçebeler olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | اتضح أن النهابين ليسوا المشكلة الحقيقية. |
göçebeler saldırdı, ben de kaçtım. | Open Subtitles | المُغيرين هاجموا وهربت |
Hikâyeye şarkı söyleyen göçebeler, korsanlar, savaş esirleri ve bunların dışında şaşırtıcı lahana satıcısı da dahildir. | Open Subtitles | المصادر تضمنت بدو مغنين قراصنة و أسرى حرب و معلومات مدهشة من تاجر الملفوف |
Ve bana, biz göçebeler için partinin sona erdiğini söyledi. | Open Subtitles | وقال لي، أن الحفلة انتهت بالنسبة لنا نحن الرحل |
Redwood'tan ayrılacakmış gibi geliyor. Göçebe olarak başlamıştı zaten. göçebeler dağıldı. | Open Subtitles | لدي شعور انه سوف (يخرج من الـ(ريدوود (بدأ كـ (نوماد |
göçebeler, çölün yuttuğu köyleri... kaybolan deve kervanlarını... ve çadırlarda canlı canlı yananları anlatıyor. | Open Subtitles | البدو اخبرو جميع القرى بالاجتياح الجمال تتدرب على الاختفاء والناس دفنوا احياء داخل خيامهم |
göçebeler bile oradan geçmezdi. | Open Subtitles | حتى البدو لن يعبروا ذلك المكان |
"Bazı göçebeler için her yer yuva gibiyken, diğerleri için hiçbir yer olamaz." | Open Subtitles | "بعض البدو كان لديهم منزل في كل مكان والبعض ليس لديهم، وأنا كُنت واحدة منهم" |
Bin yılı aşkındır, bu çetin göçebeler inanılmaz sertlikteki kışları atlatabilmek için ihtiyaç duydukları kürk ve yiyeceği bulmak için kaya kartallarını kullandılar. | Open Subtitles | ﻷكثر من 1000 عام، هؤلاء البدو الأشدّاء... استخدموا نسوراً ذهبية ليصطادوا... من أجل القوت والفراء الذين يحتاجوهما |
Detektifler sizinle göçebeler hakkında konuşmak isteyecek. | Open Subtitles | المحققون سيتحدثون مع الجميع عن الرحالة. |
göçebeler, çaldıkları kasadan aldıkları yasal belgeleri Clay'e geri vermişler. | Open Subtitles | الرحالة قدماو لـ " كلاي " كل التشريعات القانونية من الخزينة التي سلبوها |
göçebeler, evinize girdiklerinde çaldıkları kasadaki resmi evrakları, Clay'e geri vermişler. | Open Subtitles | الخزنة التي سرقها الرحالة عند إقتحامهم قدموا لـ " كلاي " اوراق قانونية |
göçebeler neden Unser'ı öldürmek istesin ki yahu? | Open Subtitles | لماذا بحق الجحيم الرحالة يحاولون قتل (أنسر)؟ |
Adamı aramak için yola çıktığımızda göçebeler tarafından yakalandık ve ayrı düştük. | Open Subtitles | عندما ذهبنا للبحث عنه، أخذنا النهابين وتسببوا في تفرقتنا. |
göçebeler Compton Ridge yakınlarındaki eski bir türbin santralinde afyon sevkiyatımızı satarak kaymağını yiyor. | Open Subtitles | المُغيرين يختلسون بضائعنا للأفيون، ويبيعونها في محطة توربينات قديمة بالقرب من تلال (كومبتون) |
göçebeler. Hepsi kadın. | Open Subtitles | بدو رُحّل، جميع النساء |
Biz "göçebeler" evi gece vakti boşalttık. | Open Subtitles | نحن "الرحل" انتقلنا من الشقة ليلًا |
göçebeler dağıldı. | Open Subtitles | (لقد تم حل الـ (نوماد |