göktaşının içindeki iridyum bir katman olarak Dünya'nın yüzeyine yayıldı. | Open Subtitles | فإن الإيريديوم داخل الكويكب سيستقرّ في طبقة بكافّة أنحاء الأرض |
göktaşının yerçekimi, uzay aracını kendine çeker ve zaten aracın da birkaç tonluk kütlesi vardır. | TED | تقوم جاذبية الكويكب بسحب المسبار، وللمسبار كتلة تزن بضعة أطنان. |
göktaşının düzensiz bir şekli var, ama uzunluğunu bir uçtan diğer uca yaklaşık olarak 137 kilometre olarak hesapladık. | Open Subtitles | الكويكب لَهُ شكلُ شاذُ لَكنَّنا حَسبنَا طولَه من نهاية إلى الأخرى يبلغ تقريبا 137 كيلومتر |
Bu taş, şuradaki dev krateri yaratan göktaşının ufak bir parçası, idealdi. | Open Subtitles | جزء من ذلك النيزك الذي صنع تلك الحفرة الهائلة .. كان مثالياً |
Ben büyüdüm. göktaşının boyutlarını düşününce, yaptığınız planın işe... yaramayacağını anladık. | Open Subtitles | بسبب قرب النيزك وعدم وجود وقت كافى للإعداد |
Bilim adamlarımız bir göktaşının kıtamıza 10,000 yıl önce çarptığını teorize etmişlerdi. | Open Subtitles | علماؤنا وضعو نظرية أن كويكب ارتطم بقارتنا قبل 10,000 سنة |
Gerçekte ilk kez bir uzay aracı tarafından incelenmekte olan daha ikinci göktaşının etrafında bir uydu bulunmasının bizde çağrıştırdığı ilk şey göktaşlarının etraflarında uydularının bulunmasının çok yaygın olduğudur. | Open Subtitles | حقيقة رؤيتنا لقمر اصطناعي حول كويكب آخر صادفته مركبة فضاء |
- göktaşının uçuş hesaplamaları... | Open Subtitles | حسابات الطيران من النيازك. |
göktaşının yüzeyi çoğunlukla demir ve botlarınız manyetik, yani uzaya fırlamamanız lazım. | Open Subtitles | إن سطح الكويكب حديدي في الغالب وأحذيتكم ممغنطة لذا لا يجب أن تذهبوا بسرعة للفضاء |
Efendim, göktaşının çekirdeği neredeyse tamamen naqahdah'dan oluşuyor. | Open Subtitles | سيدي صميم الكويكب مركب تقريبا أغلبة من الناكوداة |
göktaşının kendisi antlaşmanın bozulduğuna yeterli kanıt olabilir. | Open Subtitles | الكويكب بنفسه قد يكون الدليل الكافي إنتهاك معاهدة |
Zamanla aralarındaki çekim gücü göktaşının Dünya'yı ıskalaması için yeteri kadar yavaşlatacaktır. | Open Subtitles | على مدار الوقت، الجاذبية بينهما ستقوم بإبطاء الكويكب بما يكفي له ليتفادى الأرض |
Sadece ortalama büyüklükteki bir göktaşının içerdiği mineraller binlerce, milyarlarca dolar değerinde olabilir. | Open Subtitles | الكويكب متوسّط الحجم قد يحتوي على معادن تقدَّر بآلاف بلايين الدولارات |
göktaşının kaynaklarını kullanarak uzayda yerleşim yerleri inşa edebiliriz. | Open Subtitles | قد نستخدم مصارد الكويكب لبناء مستوطنات في الفضاء الخارجي |
Ayın çekim gücü ve roketlerinizin yardımıyla hızlanıp, ayın etrafını dolanıp, göktaşının arkasına geçeceksiniz. | Open Subtitles | ستسخدمون بعد ذلك الجاذيبة القمرية وتطلقوا الصورايخ الدافعة للدوران حول القمر لتصبحوا وراء النيزك |
Del şu göktaşının kıçını. | Open Subtitles | إبقه على 25 ودعنا نحطم هذا النيزك اللعين |
Bu göktaşının üstünde ne diye gezdiğimizi sanıyorsun. - Ne yaptığından emin misin? | Open Subtitles | أريد فقط أن اتأكد أنك تعلم اننا عالقين على النيزك |
Bu göktaşının içindeki kurşun miktarı Dünya'nın oluştuğu zamankiyle tam olarak aynı. | Open Subtitles | كمية الرصاص في أعماق هذا النيزك هي مساوية بالضبط لكميته التي كانت حين تكونت الأرض |
Bir dahaki sefere, bir bardak su içerken muhtemelen bir kuyruklu yıldızın ya da bir göktaşının suyunu içtiğinizi hatırlayın. | Open Subtitles | في المرّة القادمة التي تشربون فيها كوبًا من الماء، تذكّروا أنكم ربما تشربون عصير مذنّبٍ أو كويكب |
1993'te, Galileo uzay aracı Ida göktaşının yanından geçiyordu. | Open Subtitles | "في 1993، مركبة الفضاء "غاليليو "مرّت جانب كويكب "آيدا |
Büyük olasılıkla daha büyük bir göktaşının bir parçasıydı. | Open Subtitles | ربما كان جزءًا من كويكب أكبر |
göktaşının kara uçuş hesaplamalarıyla mıknatısölçerin çalışmalarına göre... | Open Subtitles | وفقا ل من النيازك الحسابات رحلة الظلام - وقراءات المغنطيسية... - وهذا هو كريستين. |