İlk kâşifler, alev almışçasına duman tüten göllerden bahsetmiştir. | Open Subtitles | المستكشفين الأوائل رووا حكايات عن بحيرات تُدخن كما لو أنها فوق نار. |
New Orleans'a doğru yola çıktık. Üzerindeki yağ tabakasından gökkuşağı renkleri yansıyan göllerden turuncu gaz alevlerinin çıktığı bataklıklardan ve çöp yığınlarının yanından geçtik. | Open Subtitles | اذن نحن بدأنا من بحيرات نيو اورليانز" "متقزحة اللون و مشاعل الغاز البرتقالية |
Boston'da buzu donmuş göllerden ve göletlerden büyük bloklar halinde... kesen bir şirket var ve sadece gemiyle taşıyorlar... | Open Subtitles | توجد شـركة في "بوسطـن" و التي تقطِّعـه على شكـل كتـل كبيرة .. من بحيرات و أنهـار متجمدة .. |
göllerden yükselen buhar yoğunlaşıp, yağmur olarak tekrar düşüyor. | Open Subtitles | يتكثف البخار الصاعد من البحيرات و يهطل مجدداً على شكل مطر. |
Avrupa'da ırkımızı şekillendiren dünya gibi bir dünya olacak. Ormanlardan, dağlardan ve göllerden oluşan bir dünya. | Open Subtitles | "سيغدو عالما مثل الذي سَبكَ َعرقنا في أوربا تتبطنه الغابات ، الجبال و البحيرات" |
- Norveç'teki en derin göllerden biri. | Open Subtitles | -إنها من أعمق البحيرات في النرويج |