Gündüz saatlerinde gömüldüğü toprakta dinlenmek zorundadır. | Open Subtitles | في أثناء النهار عليه أن يرتاح في الأرض التي دفن فيها |
Göreneklerine göre Yahudiler, cesedin sadece kefenle gömüldüğü durumda ölümün dengeleneceği inancını taşırlar. | Open Subtitles | على حسب معتقدات اليهود, فإن الموت يجعل الناس سواسية, يتم دفن الجثة في كفن فقط. |
Brennan'ın annesinin gömüldüğü yer toplanan toprak örneklerinden geliyor onun kemiklerinden gelen aynı derinlik. | Open Subtitles | اتت من عينات التربة التي جمعت من موقع دفن والدة برينان من نفس عمق دفن عظامها |
Her şeye rağmen, arkeoloji buranın İsa'nın gömüldüğü yer olduğunu kanıtlayamadı. | Open Subtitles | بنهايه المطاف لا يستطيع علماء الاثار اثبات ان المسيح دُفن هنا. |
Onu mezarda buldum çocuğun gömüldüğü yerde. | Open Subtitles | .. لقدوجدتهافىالقبر. فى المكان الذى دُفن فيه الطفل |
Üst kadar bakın bakalım, gömüldüğü yeri gösteren not filan var mı. | Open Subtitles | تحققا أنتما من فوق ابحثا عن أيّ سجل أو ملاحظة تخبرنا بمكان دفنه |
Oysa, yemyeşil çayırlar korkunç cinayet kurbanlarının gömüldüğü gizli yerlerdi. | Open Subtitles | الحقول الخضراء هي أماكن سرية لدفن ضحايا جرائم سخيفة |
Son olarak da çok ağır bir şekilde Bosna savaş suçları. Davaya gelenlerden bazılarının gelme sebebi polenin ortaya çıkardığı cesetlerin gömüldüğü, sonra çıkarılıp başka bir yere tekrar gömüldüğünü belirten kanıtlar sebebiyleydi. | TED | وأخيراً .. وبدلا من الطرق الصعبة في جرائم حرب البوسنة تم جلب بعض المتهمين لمحاكمتهم بسبب أدلة تعتمد على حبوب اللقاح والتي بينت أنهم كانوا موجودون في المكان الذي دفنت فيه جثث الضحايا أو نبشت منه ومن ثم تم إعادة دفنها |
Nasıl göründüğünün farkındayım ama palyaçonun gömüldüğü gece mezarlığa gitmiştim, ...ve palyaço türbesinde eski bir ritüel gördüm. | Open Subtitles | أعرف كيف يبدو ذلك، لكني ذهبت إلى المقابر ليلة دفن هذا المهرج ورأيت هذه الطقوس القديمة في قبو المهرج |
Karaçi'de değil. Ebeveynlerinin gömüldüğü yere gider. | Open Subtitles | إنه ليس فى كراتشى سيذهب إلى مكان دفن والديه. |
"Öldürülen çocuğun gömüldüğü alanın yakınında bir yerde yaşıyordu." | Open Subtitles | كان يعيش على مقربة من المكان الذي دفن فيه الطفل |
Kurbanımızın gömüldüğü saatlerde... orada olduğunuzu kanıtlayacak... bir şahidimiz var. | Open Subtitles | لدينا شاهد يقول أنه رآكَ في المزرعة في ليلة واحدة حول الوقت الذي تم دفن أول ضحيتنا فيه |
Ki böylece Howe'un ilk gömüldüğü mezarı bulabiliriz. | Open Subtitles | التي يمكننا استخدامها لتحديد المكان الأول الذي دفن فيه هاو |
Bütün yetimlerin babalarının gömüldüğü bir mezarlık görürüm. | Open Subtitles | أرى مقبرة... حيث دفن آباء كل أولئك الفتيات اليتامى. |
Günümüzde, aradan 800 yıl geçtiği halde Cengiz Han'ın gömüldüğü yer hala keşfedilemedi. | Open Subtitles | . . اليوم ، بعد ثمانية قرون تقريباً (لم يكتشف مكان دفن (جنكيزخان |
Ve bu tünellerin aşağısı da onun gömüldüğü yerdi. | Open Subtitles | ووضعه في هذه الانفاق حيث دفن فيها. |
Kızıl Haç tarafından... ..bahçemize gömüldüğü söylendi. | Open Subtitles | لقد أخبرتُ من قبل الصليب الأحمر أنّه دُفن بحديقتنا. |
Bir hafta sonra, Dick Gage'in gömüldüğü gün kedi geri döndü. | Open Subtitles | وبعد أسبوع، في اليوم الذي دُفن فيه (جيچ)، قد عاد القط. |
Canlı canlı gömüldüğü doğru mu? | Open Subtitles | هل الأمر صحيح بأنه تمّ دفنه و هو على قيد الحياة ؟ |
Tek bulabildiğimiz nasıl gömüldüğü. | Open Subtitles | وهو أمر لا يُخبرنا بأى شيء الأمر الهام هُنا يتعلق بكيفية دفنه |
Ve tapınak şövalyelerinin Londra'da gömüldüğü yalnızca tek bir yer var. | Open Subtitles | وهناك مكان واحد فقط لدفن فارس نبيل في لندن |
Nereye gömüldüğü bir yana Maggie Briggs diye birinin varlığı ile ilgili bilgi bile yok. | Open Subtitles | (لم أجد حتى دليلاً على وجود امرأة تدعى (ماغي بريغز ناهيك عن مكان دفنها |