Jordan Karahalios'un belirtiğine göre, Eli onunla 18 Şubat'ta görüşmüş ve Jordan'ın itirazlarının üzerinden dolu bir oy sandığını göz önünde bulundurmaya ihtiyaçları olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | لقد صرّح جوردان كاراهيليوس أن إيلاي اجتمع به في 18 فبراير وقال له رغم اعتراض جوردان إنهم في حاجة إلى التفكير في تزوير صندوق اقتراع |
Sırf o zaman görüşmüş olsan bile seni burada izlediğini biliyorsun. | Open Subtitles | حتى إذا اجتمع لها إلا أن مرة واحدة، كنت أعرف أنها كانت تراقب لك هنا. |
Ajanlığa gelen istihbarata göre bu Ashear, eski bir Sovyet ajanıyla bilgi satmak için görüşmüş. | Open Subtitles | استلمت الوكالة معلومات موثوقة أن "عشير" اجتمع مع عميل "كي جي بي" سابق لشراء معلومات |
Kusura bakmayın, arkadaşım bir hanımla görüşmüş. | Open Subtitles | المعذرة. صديقتي قالت إنّها التقت بامرأة... |
Bay Frobisher kız biraz önce Patty Hewes'la görüşmüş. | Open Subtitles | سيد (فوربشر), الفتاة التقت تواً مع (باتى هيوز) |
Kaynağımın dediğine göre orada Waleed Mer-Khamis ile görüşmüş. | Open Subtitles | (حيث التقت (وليد مير خميس كما بلغني من مصادري هناك |
- Koduğumun çingenesi lanet polislerle görüşmüş! | Open Subtitles | الغجري الرجيم اجتمع بالشرطة الملعونين |