Yaptıkları o kadar saygı gördü ki Başkan Lincoln ile görüşmek için çağrıldı. | TED | حظيت أعمالها بسمعة طيبة لدرجة أنها دُعيت لمقابلة الرئيس لينكون. |
'Seriff Cahill ile görüşmek için depolardan birindeyim.' | Open Subtitles | أنا في أحد المستودعات' لمقابلة مدير الشرطة تشيل. |
Kendisine söyleyin, son yaşadığı öfke sorunuyla ilgili deneme süreci meselesini kendisiyle görüşmek için Pazartesi sabah tam 9'da evinde olacağım. | Open Subtitles | اعلمه أنني سأكون في منزله في حوالي التاسعة صباح يوم الإثنين لمناقشة قضية إختبارية تتعلق بآخر حادث نتيجة للغضب قام به |
Christo ile görüşmek için yarın Miami'ye gidiyorum ve Kiki de annemle kalacaktı ama haftasonu için sende kalabilir. | Open Subtitles | سأذهب لميامي غدا للقاء كريستو ,وكانت كيكي ستبقى مع أمي لكن يمكنك أن تأخذها أنت هذا الويك إند كله |
Sarah ile görüşmek için birisini istiyorum, onu tanıyan birisini. | Open Subtitles | انا اريد شخصا ما ليقابل ساره شخصا تعرفه هى |
Dahası... o bir Alman. Ve bu da onu, Japonlar'la görüşmek için ideal kişi yapar. | Open Subtitles | وعلاوة لذلك، فإنه ألماني مما يجعله شريكا مثاليا للتفاوض مع اليابانيين |
Belkide onunla görüşmek için iyi bir zamn değildir gidelim hadi bu huyundan bıktım bıktım! | Open Subtitles | لربّما الآن ليس الوقت الجيد لمقابلته تعال. دعنا نذهب |
Mr.Goldschmidt'in William Walker'ın eşiyle görüşmek için vakti eminim vardır. | Open Subtitles | أعتقد ان السيد "غولدشميت" سيجد الوقت لمقابلة زوجة وليام والكر |
Yarın yas danışmanıyla görüşmek için benimle itfaiye binasına gel. | Open Subtitles | تعالي معي إلى محطة الإطفاء غداً لمقابلة مستشار الحزن. |
Biriyle görüşmek için harika bir yer ya da ortadan kaybolmadan önce saat saklamak için. | Open Subtitles | سوف يكون موقعاً رائعاً لمقابلة شخص ما او تخبئ ساعة قبل ان تخفي نفسك |
Zevksiz kız arkadaşınla görüşmek için ailenden kaçtığın zamanlardı. | Open Subtitles | حينما كنت تنسل من أشقاءك لمقابلة السيّدة المُبهرجة صديقتكَ. |
İki saniye önce adaylarla görüşmek için yeterince vasıflı değildim birden bire iş için ideal bir aday mı oldum yani? | Open Subtitles | انتظري، قبل ثانيتين، لم أكن مؤهلة لمقابلة المرشحين، والآن تقولين أنني مثالية للوظيفة؟ |
Prenses Maithili ile görüşmek için oldukça uzaklardan geliyoruz. | Open Subtitles | لقد جئنا من مسافة بعيدة حقاً و نواجه صعوبات كثيرة لمقابلة الأميرة ميتلي |
Yeni ortağın hakkında görüşmek için seni arayacağım. | Open Subtitles | أنا سأدعوك فيما بعد لمناقشة شريكك الجديد. |
Gerçek şu ki telefonun arızasıyla ilgili olarak, onunla görüşmek için evine gittiğimde bana cinsel tacizde bulunmaya kalktı. | Open Subtitles | لمنزلها لمناقشة مشاكل الهاتف حاولت هى اغرائى وحين رفضت.. |
Araba ve antikaları görüşmek için hazır mısınız? | Open Subtitles | هل أنت مستعدون لمناقشة السيارات و التحف؟ |
Sophia Tsaldari, bir grup seçkin iş lideriyle görüşmek için New York'ta. | Open Subtitles | صوفيا تسالديري هنا في نيويورك للقاء مجموعة مُختارة من كبار رجال الأعمال |
Kral Francis ile görüşmek için Paris'e gitmem gerekiyordu. | Open Subtitles | توقعت أن أسافر إلى باريس ، للقاء الملك فرانسيس |
Taliban, ABD'den yetkililerle görüşmek için Dışişleri Bakanlığı'nda. | Open Subtitles | يزور وزارة الخارجية الأمريكية ليقابل رسميين من الولايات المتحدة |
Bu bok kafalıyı öldürmezsek bize görüşmek için zaman kazandırabilir. | Open Subtitles | توفير قتل هذا الغبي يعطنا مساحةَ للتفاوض |
görüşmek için şehre iniyorum. | Open Subtitles | أنا متجه إلى المدينة الآن لمقابلته |
görüşmek için hazırım. Güzel. | Open Subtitles | ، سأعطيك مالدي . إنني مستعد لملاقاتك |
Onlarla görüşmek için zamanım yok. Hemen birine ihtiyacım var. İçimde bir his onun olması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | لا أملك وقت لأقابل أحدا أريد شخصا يكون مهتما |
Aslında Meclis'in etkili simalarından birisi ve sevgili dostu Lord Clavell benimle görüşmek için geliyor. | Open Subtitles | في الواقع عضو مؤثر في المجلس وصديق عزيز لورد كالفيل سيأتي ليلتقي بي. |
Sayın Yargıç, davacı vekili ile görüşmek için ara talep ediyorum. | Open Subtitles | سيدي القاضي , أود طلب استراحة .للتشاور مع محامي الادعاء |
Tanıştığımıza memnun oldum. Tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لقد سررت بلقائك، أتطلع قدماً إلى رؤيتك بصورة أكثر |