O görüşmeyi ilk kez öldüğü günün sabahında, saat üçte dinledim. | TED | استمعت لتلك المقابلة للمرة الأولى في الثالثة صباحا، في يوم رحيله. |
Bu görüşmeyi, birkaç şeyi açıklığa kavuşturmak için kabul ettim. | Open Subtitles | قد وافقت على هذه المقابلة لأننا بحاجة لتوضيح بعض الأمور. |
görüşmeyi senden son yangın davası konusunda bir şey rica etmek için istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت هذا الاجتماع لان لدى خدمه اطلبها منكٍ بشان قضيه حريق الانفجار |
Siyonist Amerikan medyasıyla görüşmeyi neden kabul etmeliymişim? | Open Subtitles | من فضلك فسر لي لماذا يجب أن أجري مقابلة مع الإعلام الأمريكي الموالي للصهيونية؟ |
Bu görüşmeyi kabul etmemin tek sebebinin eşinizin haber departmanımızda spiker olması olduğunun farkındasınız değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن السبب الوحيد لـ هذا الإجتماع هو ان زوجتك تعمل لدينا في قسم الأخبار |
Beni tanımadan benimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أشكرك لأنك وافقت على مقابلتي دون أن تعرف من أنا. |
Bu görüşmeyi yaptın ve, bana birşey söylemedin. | Open Subtitles | أنت تعرف أنة كان عليك فور تلقيك هذة المكالمة أن تخبرني |
Bu görüşmeyi de dava dosyasına ekleyip Kraliyet Savcılık Teşkilatı'na ileteceğiz. | Open Subtitles | سوف نرفع المقابلة في حالة أن ذهبت الملفات إلى وحدة الأدلة |
Evet sanırım bu beşinci duş bana görüşmeyi unutturdu. | Open Subtitles | نعم , أعتقد أن الدش الخامس أنساني تلك المقابلة |
Onlar bu görüşmeyi istemek için sınırları çok zorladılar. | Open Subtitles | ولقد قاموا بحالة استثنائية ليطلبوا هذه المقابلة |
Evet, görüşmeyi ciddiye almasına yetecek kadar olmasa da. | Open Subtitles | أجل , ولكن لم يساعده بما فيه الكفاية ليجعله يتجاوز المقابلة |
Konuşma sürekliydi, ki bu da görüşmeyi konferansın uzantısı yapar. | Open Subtitles | كانت المحادثة مستمرة مما يجعل هذا الاجتماع بالأساس امتدادا للاجتماع |
Madem görüşmeyi yapmayacaktın, neden beni aramadın? | Open Subtitles | ،إن لم تتمكن من القدوم إلى الاجتماع لمَ لمْ تتصل بي؟ |
Biliyorum, çünkü Güney Afrika cephesiyle görüşmeyi ben ayarladım. | Open Subtitles | أنا أعرف ذلك لأنني من أعد الاجتماع مع نظيره الجنوب أفريقي |
Foch Paris'in 45 mil kuzeydoğusundaki Compiégne'de demir yolunun sorunsuz kullanıldığı gözden uzak bir ormanda Almanlarla görüşmeyi seçti. | Open Subtitles | فوش" إختار مقابلة الألمان" في"كومبيان" 45 ميل شمال شرق باريس في غابة معزولة عبر خطّ سكة حديدية يجرى بإنتظام |
Derek'in benden önce çıktığı kadınla görüşmeyi beklerken şaşılacak derecede sakindim. | Open Subtitles | كنت هادئة جدا وأنا أنتظر مقابلة صديقة ديريك قبلي |
Bu görüşmeyi bölmek durumundayım beyler. | Open Subtitles | سيتعيّن علي مقاطعة هذه الإجتماع أيها السادة |
Size de söz veriyorum Başkan benimle görüşmeyi kabul edip elimi sıkarsa eğer bu ülkeye gerçek değişim gelecek. | Open Subtitles | و أعدكم عندمايوافقالرئيسعلى مقابلتي, عندمايوافقعلىمصافحتي, |
görüşmeyi dinlemek istiyorum. CTU teknik desteği sağlayacaktır. | Open Subtitles | حسناً، أريد أن أستمع لهذا المكالمة عندما تحدث |
Ya onunla görüşmeyi keseceksin yada kendine yaşayacak başka bir yer bulursun. | Open Subtitles | ستتوقفين عن مقابلته أو ستجدبن مكاناً اخر تبقين فيه |
İlk soygun grubundaki çilingir Charles Briggs bizimle görüşmeyi kabul etti. | Open Subtitles | تشارلز بريغز, فاتح الاقفال من فريق اللصوص الاصليين وافق على مقابلتنا |
Benimle görüşmeyi kabul etmenden ne kadar memnunum anlatamam Anthony. | Open Subtitles | ليس بوسعي البدء بإخباركَ كم أنا مسرورٌ "لقبولكَ لقائي "أنتوني |
Hepimiz mükemmel kiracı isteriz ama görüşmeyi uzatmayalım. | Open Subtitles | انظروا, نحن نريد جميعاً ان نجد المستأجر المثالي بـ 10 آلاف دولار كل ما اطلبه هو الا نطيل المقابله |
Sanırım, diğer erkeklerle görüşmeyi kesmeliyim. | Open Subtitles | أعتقد أنه علي التوقف عن مواعدة رجال آخرين |
Aslında onunla bu şekilde görüşmeyi seviyorum. | Open Subtitles | في الواقع ، أحبّ مقابلتها بهذه الطريقة |
Müthiş bir zaman kaybı olduğu için grafikçilerle görüşmeyi deneyeceğim. | Open Subtitles | إن هذا تضييعٌ هائل للوقت, لذلك سأقوم بمقابلة مسئولي الرسومات. |
Sadece görüşmeyi istediğin gibi ayarladım. | Open Subtitles | لقد رتًبت المُقابلة فقط بالطريقة التي اردتها |
Hepinize bugün buraya gelmediğiniz benimle bu görüşmeyi yapmadığınız ve çıkarken görünmediğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أودّ شكركم جميعًا على عدم وجودكم هنا اليوم وعدم إجراءكم هذا الاجتماع معي، وعلى عدم رؤيتكم أثناء خروجكم. |