Sana rastladığımda gayet iyi görünüyordun. Şimdi de çok iyi görünüyorsun. | Open Subtitles | عندما وقعت فيك ، بدوت لطيف جداً تبدو لطيف الآن |
O adamın sırtındaki silahla bugün çok rahat görünüyordun. | Open Subtitles | بدوت مرتاح بتلك البندقية التى وضعتها في رقبة ذلك الرجل اليوم. |
Seni gördüğümde oldukça özgür görünüyordun, bir an kendi genç kızlık anılarım canlandı. | Open Subtitles | بدوت متحررة عندما رأيتك وكأنني أرى ذكرياتي في الصبى |
Unut gitsin, kadın. Arkana dönmeden önce daha iyi görünüyordun. | Open Subtitles | انسي هذا يا آنسة، كنتِ تبدين أفضل قبل أن تلتفتين |
Siz iki aşk kuşuna bir şişe gönderecektim ama tek başına olduğunu söyledi ve sen de üzgün görünüyordun. | Open Subtitles | كنت سأقوم بإرسال زجاجة لكما يا طيور الحب، ولكنه قال بأنه يوجد واحد فقط، وأنك تبدين تعيسة نوعاً ما. |
Dün gece çok üzgün görünüyordun, daha da kötüleştirmek istemedim. | Open Subtitles | بدوتِ بائسة جداً ليلة أمس وأنا لم أرد جعله أسوء |
Çok cesurdun. Ve Speedo içinde çok seksi görünüyordun. | Open Subtitles | أنت كنت شجاع جداً , و بدوت مثيراً جداً في ملابس السباحة |
Bir daha ki sefere, siyah çorap giyme. Aptal gibi görünüyordun. | Open Subtitles | في المره المقبل لا تلبس جوارب سوداء لقد بدوت كحمار |
Seninle gurur duyuyorum. Orada çok yakışıklı görünüyordun. | Open Subtitles | عزيزي، أنا فخورة جداً بك بدوت في غاية الوسامة على المنصة |
Biraz korkmuş görünüyordun da o yüzden. | Open Subtitles | بدوت خائف نوعـاً ما، ذلك كلّ مافي الأمر. |
Avatarı yakalayamadığın için babamın sana nasıl davranacağı konusunda .çok endişeli görünüyordun. | Open Subtitles | لقد بدوت قلقاً حول كيفية معاملة أبي لك لأنك لم تقبض على الأفاتار |
Ama seninle rastlaştık ve sen o kadar üzgün görünüyordun ki. | Open Subtitles | ـ ثم صادفناك .. وقد بدوت .. حزين جداً .. ـ حزين؟ |
Biraz üzgün görünüyordun. Sanki uzun süre önce yiten bir şeyi hatırlıyor gibiydin. | Open Subtitles | تبدين حزينة ، كما لو أنكِ تتذكرين ذكرى مر عليها الكثير من الوقت.. |
Yanında ufacık görünüyordun. Jessica Lange ve King Kong gibi. | Open Subtitles | تبدين ضئيلة جدا بجواره مثل جيسيكا لانج و كينج كونج |
Önce küçük bir kız gibi görünüyordun şimdiyse vahşi bir kadın gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | من قبل كنت تبدين كفتاة صغيرة000 والآن أنت تتصرّفي مثل امرأة طائشة |
Derste inanıyormuş gibi görünüyordun. Onlar hakkında pek çok bilgin vardı. | Open Subtitles | أعني لقد بدوتِ هكذا في الفصل، و يبدو أنكِ تعرفين الكثير عنهم |
Bu gece muhteşem görünüyordun. Yani, kulüpte çok seksiydin. | Open Subtitles | بدوتِ جميلة طوال الليلة كنتِ مثيرة في النادي |
Tüm gece beni görmezden mi geleceksin diye merak ediyordum. Meşgul görünüyordun. | Open Subtitles | . كنت أتسائل إذا كنتى ستتجاهلينى طوال الليل . كنت تبدو مشغولاً |
Öpüştüğünüzü gördüğümde çok mutlu görünüyordun. | Open Subtitles | عندما رأيتكم تقبلون بعضكم بدوتي حقاً سعيدة |
Bütün o yıllar önce bana soniği verdiğinde işte tam da böyle görünüyordun. | Open Subtitles | هكذا بدوتَ كل هاته السنين حين أعطيتني المفك الصوتي |
Yine de iyi görünüyordun. | Open Subtitles | بديت بحالةٍ جيدة بالرغم من ذلك |
Çok kötü görünüyordun, biz de işverenini bulup çağırdık. | Open Subtitles | مظهرك لم يكن بريئاً. إعتقدنا أنه من الأفضل استدعاء من استأجرك. |
Geçen seferden sonra, kaşların olmadan biraz korkunç görünüyordun. | Open Subtitles | في المرة الاخيرة كان شكلك مخيفا بدون حواجبك |
Artı, başında yeterince derdin var gibi görünüyordun. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه بديتِ وكأنكِ لديكِ ما يكفيك على عاتقك |
Birdee, televizyonda çok güzel görünüyordun. | Open Subtitles | بيردي, لقد كنتي جميلة جداً عندما ظهرتي في التلفزيون |
Ayrıca, kostümle çok hoş görünüyordun. | Open Subtitles | علاوة، أنكَ كنتَ تبدو وسيماً للغاية في حُلّتك |
Bilmiyorum, ama yılanı bir şey yapmaya ikna eder gibi görünüyordun. | Open Subtitles | لا أعرف، لكن بدا أنك تحث الثعبان علي فعل شئ أو ما شابه |
Dürüst ol. Bilirsin işte, kendin gibi görünüyordun. | Open Subtitles | انت كان منظرك زي منت عارف شكلك انت |
Çok tatlı görünüyordun, seni uyandırmaya kıyamadım. | Open Subtitles | يومي سيبدأ مبكراً جداً وأنت تبدو جميلاً هناك أنا لم أرد أن أجعلك تستيقظ |