O kıllı davul tokmaklarını görünce bir içki içmem gerektiğini anladım. | Open Subtitles | عندما رأيت تلك الساق المشعرة، علمت أني كنت بحاجة إلى شراب. |
Çenesindeki o beyaz kılların sakal gibi göründüğünü görünce, fikir kendiliğinden ortaya çıktı. | Open Subtitles | حالما رأيت الشعر الأبيض على ذقنه كاللحية , طرحت بقيت الأفكار في رأسي |
Sonra elimde silah olduğunu görünce birden sustu ve öylece kaldı. | Open Subtitles | ثمّ توقّف عن الكلام عندما رأى المسدّس الذي وضعته على الغطاء |
O bölge hasar görünce yüzleri tanıma kabiliyetini kaybediyorsunuz, değil mi? | TED | الآن، حين تتلف هذه المنطقة، ستخسر قدرتك على رؤية الوجوه، صحيح؟ |
Bir yuva kurabileceğimi sanıyordum, ama o gece seni görünce sensiz olamayacağını anladım. | Open Subtitles | ظننت أنني أريد الأستقرار لكن عندما رأيتك ليلة أمس لاحظت أنني لم أنساك |
Baba kızın eteğindeki kanı görünce ona tecavüz edildiğini düşündü. | Open Subtitles | يرى الأب الدم على تنورتها و يعتقد أنها تعرضت للاغتصاب. |
Ama aynı yüzü uzun bir süre görünce olaylara bir anlam verebiliyorsun. | Open Subtitles | إلا إذا رأيت شخص في الأنحاء لمدة كافية وربطت به هذه الأشياء |
Ve uçak biletini görünce, aklımı kullanarak mantıklı bir sonuca vardım. | Open Subtitles | ثم رأيت ورقة الطائرة ملصقه عليهم اذا الى اين تذهبين ؟ |
Ama şimdi sonucu ve harcadığınız emeği görünce ağzım açık kaldı! | Open Subtitles | لكن عندما رأيت النتيجة وكل الجهد الذي بذلته فيه أصابني الذهول |
İnsanların istekli bir şekilde beni savunduğunu görünce bu ilham vericiydi. | Open Subtitles | حسناً، عندما رأيت هؤلاء الناس مستعدين للدفاع عني، كان الأمر ملهماً |
Üzerime vazife değil ama ikinizin birlikteyken nasıl olduğunuzu görünce ben.. | Open Subtitles | أعرف من المحتمل أنه ليس من شأنى ولكن أنا.. رأيت الطريقه |
Hünkâr'ımız bunun yüzünü görünce -atın şu şeytanı demiştir. [Kahkaha sesleri] | Open Subtitles | وربما طلب منهم جلالة السلطان أن يتخلصوا منها حلما رأى وجهها |
Ve Julian ne kadar güçlü olduğumu görünce daha fazlasını istedi. | Open Subtitles | ولما رأى جوليان كيف قوية كنت، كان يريد أكثر من ذلك. |
Bunu görünce, insanın kalp atışları hızlanıyor ve büyük bir adrenalin patlaması yaşıyorsun. | Open Subtitles | رؤية ذلك. يرتفع معدل النبض الخاص بك، ويمكنك الحصول على الأدرينالين الذروة ضخمة. |
şimdi seni böyle uzanırken görünce ne yapmam gerekirdi, onu fark ettim. | Open Subtitles | الآن وبعد أن رأيتك مستلقي هنا أدركت ما كان يجب أن أفعله |
Kevin'in dünyasına ne kadar uyumsuz olduğunu görünce olay sona erer. | Open Subtitles | عندما يرى كم هي بعيدة عن مستواه الطبقي سوف يلقيها خارجا |
Cara, yeğenlerimden biri, Cumartesi günü piyano resitali veriyordu ve annem benim orada olmadığımı görünce iyi olup olmadığımı öğrenmek için beni aradı. | Open Subtitles | كارا، إحدى بنات أخواتي قدّمت حفلة بيانو يوم السبت وحين رأت أمي أنني لم أكن موجودة اتّصلت لترى إن كنتُ على ما يرام |
Ellis orada olamayacaktı ve ben adını görünce dosyanı kaptım. | Open Subtitles | إيليس لم يكن موجوداً رأيتُ اسمك على الملف فمسكتُ القضية |
Ben de çıktığını görünce izledim. | Open Subtitles | وأنا رأيتها ترحل وكانت الوقت متأخر,فلحقت بها |
Bizi görünce deliriyorlar. Gece yapın ki, sizi göremesinler. | Open Subtitles | سيغضبون جدا إفعلها الليلة عندما لا يستطيعون رؤيتك |
Aşk röntgen cihazında görünmez ama seni görünce aşkı görmüş oldum. | Open Subtitles | الحب لا يظهر على الأشعة السينية، لكن أتعرف عليه عندما أراه. |
Fakat ertesi sabah hala birbirlerini orada görünce yeni bir bilgiye ulaşıyorlar. | TED | ولكن حينما يرون بعضهم بأنهم مازالو هناك في الصباح التالي كان كل منهم قد اكتسب معلومات جديدة |
Sabah 3'te gelip, boş şeker kavanozlarını görünce iyi bahşiş aldığımı anlarım. | Open Subtitles | إذا أصبحت الساعة الثالثة صباحاً وإذا شاهدت مراطبين السكر فارغة أعرف أنني حصلت على بقشيش جيد |
Bence bir sürü insanın kendilerine karşı olduğunu görünce çok korktular. | Open Subtitles | أعتقد أن الخوف أصابهم عندما رأوا العديد العديد من الناس ضدهم |
Bunu yaptığımı görünce, bu düğmeye basmanı istiyorum. | Open Subtitles | إذا رأيتني اقوم بهذا أريدك أن تضغطي هذا الزر |
Biliyorsun, Bush Station'a gitmeyi ummuştum... ama bütün bunları görünce, burada olmaktan gerçekten mutluyum. | Open Subtitles | أ تعلمين، كنت آمل أنّ أعود إلى محطّة الأدغال .. لكن مجرّد رؤيتي لكُلّ هذا، شعرت أنّي سعيدة لوجودي هنا. |