Sen olmak zorundasın, performansın Paskalya kutlama töreni gibi görünecek. | Open Subtitles | إننى سأواجهك و سيبدو أداؤك و كأنه مسابقة عيد الفصح |
Düzgün sutyen de bulamadım, bu yüzden sırtım kötü görünecek. | Open Subtitles | لم أجد صدرية مناسبة مما يعني أن ظهري سيبدو بديناً |
Ama tersi şöyle bir şekilde görünecek. Arka plandan çok fazla bir şekilde ayrışarak. | TED | على كلٍ .. مع تباين الالون سيبدو الامر هكذا كما ترون تمايز جيد عن المحيط .. |
Lütfen. Ona güçlü çarpacağız,o hasta ve kötü bir şey gibi görünecek... doğu yayınları hakkında. | Open Subtitles | سنضرب به بقوة، سيظهر بمظهر كل شيء مريض وشرير |
Kuruduğu zaman görünecek şirin ruhu için güzel postu için güzel | Open Subtitles | سيبدو رائعاً جداً بمجرد أن يجف حسناً، إنه شئ جيد للروح وهو جيد ايضاً للإختباء |
Metrodaki cinayetin intikamı gibi görünecek. | Open Subtitles | سيبدو الأمر كما لو كان انتقام لعملية المترو |
Bir gün, sanki bütün bunları daha önceleri de yaşamışız gibi görünecek. | Open Subtitles | ليز , في يوم ما سيبدو الأمر كما لو أننا مررنا بكل ذلك من قبل |
Yakında bundan çok daha iyi görünecek, söz veriyorum. | Open Subtitles | سيبدو أفضل مما يبدو عليه الأن أعدك بذلك. |
Bir kazadan daha iyi. En azından bir kaza gibi görünecek. | Open Subtitles | أنه أفضل من الحادث على الأقل سيبدو كحادث |
Köpek balığı yüzgeci, kirpi gibi görünecek. | Open Subtitles | إن أعددنّا طبق زعانف القرش سيبدو كالشيهم |
Sikkeleri geri vermemiz gerçekten çok tuhaf görünecek. | Open Subtitles | سيبدو الأمر غريباً حقاً عندما نعيد العملات |
Eve getirdiğin her disk bir öncekinden önemli görünecek. | Open Subtitles | سيبدو كل قرصٍ مدمج تجلبه للمنزل أكثر أهمية من الذي قبله |
O zamana kadar bitirmiş olacağız. Ve çok da harika görünecek. | Open Subtitles | نحن سنعمل في ذلك الوقت نعم، وهو سيبدو عظيم أيضا |
Fakat biri onu kaçırmışsa, eğer bu uçuşta bir suç işlendiyse, ve uçaktaki tek uçuş polisi bu konuda bir şey yapmamışsa, bu nasıl görünecek? | Open Subtitles | لكن لو شخص ما اخذها, و جريمة ارتكبت على متن هذه الطائرة و ضابط الامن الوحيد لم يفعل لها شيئا كيف سيبدو ذلك؟ |
Şimdi kalkıp giderken, can sıkıntısından başka bir nedenim varmış gibi görünecek. | Open Subtitles | الآن على الأقل، حين أتركك سيبدو الأمر وكأن لديّ سبباً آخر عدا أنني ضقت بك ذرعاً |
Muhtemelen şimdi bunu söylemem duygusuz gibi görünecek ama hiç aktrislik yaptınız mı? | Open Subtitles | أعلم أن هذا سيبدو قاسٍ لكن هل قمت بالتمثيل من قبل ؟ |
Hedefin birazdan görünecek. | Open Subtitles | إستعد أيها الرقيب سيظهر الهدف للعيان قريباً |
Aşağı yukarı üç gün sonra, sıvının yüzeyinde kabarcıklar görünecek. | TED | بعد حوالي ثلاثة أيام، ستظهر الفقاعات على سطح السائل. |
Google, Youtube ve Facebook dünyanın büyük bir çoğunluğuna böyle görünüyor ve 5 milyar yeni İnternet kullanıcısının çoğuna da böyle görünecek. | TED | هكذا يبدو جوجل ويوتيوب وفيسبوك لمعظم العالم، وهي ما ستبدوا عليه لمعظم الخمسة مليار شخص الذين سيتصلون بالإنترنيت لاحقا. |
Hepsini birleştirince, şu şekilde görünecek. | TED | وبالتالي عندما نأخذهم معا، سيبدون هكذا. |
Birkaç kelimeyi yanlış yazdım. Bu sefer sen yapmışsın gibi görünecek. | Open Subtitles | لقد قمت بأخطاء إملائية لبعض الكلمات لتبدو هذه المرة كأنها لك |
Sonuçta ikna oldum. İkon olarak tasarladık, farklı görünecek, bir çocuğa ait olduğu belli olacak | TED | لذلك اقتنعت بالفكره. فقمنا بتصميمه ليكون على شكل ايقونات وصور، ليبدو مختلفاً, وليبدو كشئ للاطفال, لكن ايضا ليس لعبة. |
Tanrının kendisi o zorbanın canını almış gibi görünecek. | Open Subtitles | سيدو كأن الرب نفسه قد قام بمعاقبة الطاغية. |
O tıpkı bugün göründüğü gibi görünecek, | Open Subtitles | سوف تبدو كما نبدو اليوم و لكنا جميعاً سنكون قد تغيرنا |
İkimizin zihnini kullanarak oluşturacağımız bir dünya içine gireceğiz, ve şu anki dünya kadar gerçek görünecek. | Open Subtitles | سندخل عالم نشكله بذهننا وسيبدو كأنه حقيقي هذه المرة |
Bu bebekler öyle güzel görünecek ki, ...Flag Football sahasında. | Open Subtitles | يا صاح، ستبدو هذه الجميلات رائعة على ملعب كرة القدم |