Fazla şaşırmış veya durumdan pek de rahatsız olmuş görünmüyorsunuz Yüzbaşı. | Open Subtitles | لا تبدو مندهشًا كثيرًا أو مُرتبك من هذه المسألة ، كابتن |
Evet, bu da sebeplerden biri olabilir. Pek üzgün görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا، ماعدا سيكون عنده دافع، أنت لا تبدو منزعج جدا بأيّ هذا. |
Siz kaba görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | انتما الاثنان لا تبدوان لئيمان |
Şey, federal gibi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما لا تبدوان مثل الفيدراليين |
Ama hayal ettiğim gibi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن أتعلم, إنك لاتبدو على الإطلاق كالصورة التي تخيلتك بها |
- Hep böyle ev sorgusu olmuyor. - Hiç mutlu görünmüyorsunuz da ondan dedim. | Open Subtitles | انها ليست فقط إفادات الناس في المنازل انت لاتبدو سعيداً ابداً |
Pek akıllı görünmüyorsunuz ama Başbakan'ın oğlunu kaçıracak kadar aptal görünümlüsünüz. | Open Subtitles | لا تبدين ذكية لكنك تبدين غبية كفاية لاختطاف ابن رئيس الوزراء |
Bu konuda çok da samimi görünmüyorsunuz buraya gelip oğlum hakkında sorular soruyorsunuz ve... | Open Subtitles | أتعلم؟ ، أنتَ لا تبدو فزعاً حول هذا الأمر بقدومكَ هنا، و طرح أسئلة عن إبني |
Bunu söylediğim için üzgünüm, efendim, ama hiç iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | اعذرني على قولي هذا يا سيدي ولكنك لا تبدو على ما يرام |
Çok şehvetli gibi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | لا تبدو وكأنها أنت التعبئة الكثير من الحرارة. |
Evet, ikiniz hiç evli gibi görünmüyorsunuz! | Open Subtitles | أجل، أنتما لا تبدوان كزوجين على الإطلاق |
O kadar da tehlikeli görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، إنكما لا تبدوان خطيرتين. |
Siz, hiç iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما لا تبدوان بخير |
Özel hayatınıza saygısızlık etmek istemem ama iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | لم اقصد ان اتطفل على حياتك الشخصية ولكنك لاتبدو بخير |
Son zamanlarda, eskisi gibi iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | إنك لاتبدو .. كما كنت في السابق |
Hasta görünmüyorsunuz. Teninizin rengi iyi. | Open Subtitles | {\3cHFFFFFF\bord4}{\1cHFFFFFF\3cHFF0\b1\}أنت لاتبدو مريضا مظهرك يوحي بأنك على ما يرام |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | اعذريني على قول هذا لكنّكِ لا تبدين كذلك |
Onlardan 200.000$ çalındığı söylenen birine göre hiç endişeli görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | لأحدٍ قد أٌخبر بأن 200 ألف دولار قد سرقت منهم لا تبدين مهتمة حقاً |
Bu arada o kadar yaşlı görünmüyorsunuz yani ihtiyar olduğunuzdan endişelenmedim. | Open Subtitles | لا تبدين كبيرة بالسن جداً ، بالمناسبة أعني ، لم أكن قلقاً لأنكِ تبدين كبيرة بالسن |
Hiç de tahmin ettiğim gibi görünmüyorsunuz. Çok gençsiniz. | Open Subtitles | مظهرك لا يحاكي أبداً ما تخيلته أنت صغير جداً في السن |
Dinliyor görünmüyorsunuz, Albay. | Open Subtitles | .... حسنا , أنا لايبدو أنك تصغى ياكولونيل |
Amerika'ya gittiğiniz için pek mutlu görünmüyorsunuz. Amerika yüzünden değil. | Open Subtitles | لا يبدو أنك سعيداً بفكرة ذهابك إلى إميركا |
Gerçek polis memurları gibi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم لا تبدون كضباط الشرطة الذين أعرفهم. |
Siz hiç iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | يا ، زميل، أنت لا تبدو بحالة جيدة |