Kocası kasaba dışındayken görünmez bir güç tarafından saldırıya uğradığını iddia etti. | Open Subtitles | وتم استحوذها من شئ خفي عندما كان زوجها خارج المدينة مارثا ماي |
Bizi görünmez bir vücut zırhı ile kaplıyorlar ve bu zırh, çevresel etkilerden bizleri koruyarak sağlıklı kalmamızı sağlıyor. | TED | تغطيني بدرع جسدي خفي وتمنع عنى أذى البيئة المحيطة بي كي نبقى بصحة جيدة |
Sanırım düşük yapmak görünmez bir cenaze gibi. | TED | وانا اعتقد ان الاجهاض هو عبارة عن خسارة غير مرئية |
İsimsiz bir mezara girecek olan, görünmez bir hayattı. | TED | حياة غير مرئية في إتجاه قبر لا يحمل إسما. |
Bu yüzden bir çocuk olarak beni dünyadan dünyaya, cümleden cümleye, cahillikten bilgiye taşıyan görünmez bir parmak hayal etmeyi öğrendim. | TED | في طفولتي، تعلّمت أن أتخيل إصبعًا غير مرئي يقودني من كلمةٍ إلى أخرى، من جملةٍ إلى أخرى، من الجهل إلى الرشد. |
Hayır, anlamıyorum. Ne diyorsun? Katilin görünmez bir arabası mı var? | Open Subtitles | لا ، لا أرى ذلك ،أتقول بأن القاتل لديه سيارة خفية |
görünmez bir güneşin etrafında yarışan gezegenler gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | تشبه الكواكب الصغيرة التي تتحرّك بسرعة حول شمس خفيّة |
Doktor. Atom füzyonuyla parçalanamayan görünmez bir varlık. | Open Subtitles | دكتور، كائن خفي لا يمكن تفكيكه بواسطة الإنشطار الذري |
Ve en sonunda, hemen yanında görünmez bir şeyin sana dokunduğunu vücuduna girdiğini hissetmek. | Open Subtitles | و في النهاية تشعر بشئ إلى جوارك شئ خفي يلمسك يمـتد لداخل جسدك |
Dışarıda kendi savaşını veren görünmez bir suikastçınız var. | Open Subtitles | أنت لديك قاتل خفي بالخارج يحارب حربه الخاصة |
Sana göre öyle olabilir. Bana göre, görünmez bir avcı dünya kadar bela demektir. | Open Subtitles | يٌقال , في الكتاب مبيدة غير مرئية يعني عالم كامل من المشاكل |
görünmez bir güç ya da öyle bir şey bizi bu evde mahsur bıraktı. | Open Subtitles | أقصد . نحن محاصرين في المنزل بواسطة ماذا . شيئ أو قوة غير مرئية |
Haydi ama, Bağımsızlık Bildirgesi'nin arkasında görünmez bir harita falan yok. | Open Subtitles | ليس هناك خريطة غير مرئية على ظهر إعلان الاستقلال. |
Kimsenin izlemediğini düşündükleri zaman insanların davranışlarının sessiz ve görünmez bir gözlemicisiydim. | TED | كنت صامتاً، مراقب غير مرئي لكيف يتصرف الآخرين بينما كانوا يعتقدوا أن لا أحد يراهم. |
Gördüğünüz gibi aslında bizden çok daha hızlı uyum sağlayan ve gelişen görünmez bir düşmana karşı savaş hâlindeyiz. | TED | فكما ترون، نحن في الحقيقة نقاتل في حرب ضد عدو غير مرئي يتطور ويتكيف مع الجو المحيط بشكل أسرع بكثير مما نفعل. |
Yere dökülen unda görünmez bir varlığın ayak izleri gözlendi. | Open Subtitles | كشف الدقيق آثار أقدام من كائنا غير مرئي. |
görünmez bir temizlikçi etiketi, ...tıpkı bizim henüz kaybolduğu bildirilmemiş isimsiz cesedimiz gibi. | Open Subtitles | علامة خفية كما أن الشخص الخفي لم يبلغ عن فقدانها عن الآن |
Sue öğrenirse, kıçına görünmez bir tekme yersin. | Open Subtitles | إذا علمت سو بذلك , ستتلقى منها ضربات خفية في خصيتاك |
görünmez bir Jumper ile küçük bir takım kruvazöre fark edilmeden girebilir. | Open Subtitles | لو لدينا مركبة قفز خفية فى المكان, فريق سيكون قادر على التسلل الى الطرادة بدون ان يلاحظ. |
Geniş, görünmez bir ağ örüyorum. Katil çok geç olana kadar içinde olduğunu bilmeyecek bile. | Open Subtitles | أنا أنصب شبكة خفيّة لا يعلم القاتل بأنه بها إلاّ بعد فوات الأوان |
Kaçtım ama görünmez bir adam bir ara sokakta beni yere serdi. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، رجل خفى أمسكنى فى الممر |
Bende görünmez bir güç var. Kullanınca, görünmez olurum. | Open Subtitles | لدي عصير إخفاء بمجرد أن أشربه أختفي |
Yani sistemlerimize sızan görünmez bir süper virüs olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذن تظنُّ أن ثمة ملف تجسس خارق خفيّ يتربص في نظامنا؟ |