Bunun gibi sağlıklı bir resifte pek çok farklı canlı görürsünüz. | Open Subtitles | على شعبة مرجانية صحّية مثل هذه ترى العديد من المخلوقات المختلفة |
Umarım bende bir şey görürsünüz çünkü bu iş için harika olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | حسنً ، آمل أن ترى شيء فيني لأنني أعلم أنني سوف اناسب هذا |
1980'lerde farkettim ki bir Afrika köyünün havadan çekilmiş fotoğaflarına bakarsanız fraktallar görürsünüz. | TED | في الثمانينيات, لاحظت أنه اذا نظرت الى صورة جوية لقرية افريقية, سترى كسريات. |
Eğer jeo raporuna bakarsanız henüz dokunulmamış bir kaynak olduğunu görürsünüz | Open Subtitles | سترى تشكيل هيكلي واعد جدًا الذي لم يتم أستغلاله حتى الآن. |
Eğer dikkatli bakarsanız, pelerini omza bağlayan düğme deliklerini görürsünüz ki bunlar da kesin terzi işi. | Open Subtitles | اذا نظرتي بامعان, سترين بان ثقوب الازرار, التي تربط العباءة الى درع الكتف من صنع خياط. |
Yazdıklarımı incelerseniz, röportaj yaptığım kişilerin dengeli bir portresini verdiğimi görürsünüz. | Open Subtitles | إن نظرت جيداً في أعمالي فسترى أنني أحاول تقديم أعمال متوازنة |
Kuzey Kutbu'ndan Dünya'ya baktığınızda saat yönünün tersine döndüğünü görürsünüz. | TED | إذا نظرتم إلى الأرض من القطب الشمالي، ستجدون أنها تدور عكس عقارب الساعة. |
karşılaştırma grubundakilerde, bir yıldan beş yıla kadar giderek daha kötüleştiğini görürsünüz. | TED | سوف تجد أنهم يزدادون سوءً كل سنة عن سابقتها مقارنةً بالمجموعة الاخرى. |
Bu temelle işe koyulduğunuzda birbirinizi farklı görürsünüz. | TED | عندما تبدأ بأنك إنسان، ترى بعضكم البعض بشكل مختلف. |
Zemin kata gidin, lambaları görürsünüz. | TED | انظر الى المسرح الرئيسي انت ترى كل هذه المصابيح |
Yaklaştığınızda, aslında tamamen rakamlardan oluştuğunu görürsünüz. | TED | حين تقترب، ترى بالفعل أنها مصنوعة بالكامل من أرقام. |
Yani eğer 12 saatlik uçuştaysam, ayrıldığım son havaalanını görürsünüz. | TED | فإذا كنت على متن رحلة تستغرق 12 ساعة. سترى آخر مطار غادرت منه. |
Eğer bu binadaki hava dağılım ünitelerinden birindeki mikroplara bakarsanız birbirlerine çok benzediklerini görürsünüz. | TED | اذا نظرت الى المايكروبات التي في وحدة تدبير الهواء في هذا المبنى، سترى أن جميعهم يتشابهون. |
ve bunları farklı bir hava dağıtım ünitesi içindeki mikroplarla karşılaştırırsanız esas olarak birbirlerinden farklı olduklarını görürsünüz. | TED | و اذا قارناها بالميكروبات في وحدة تدبير هواء أخرى، سترى أنهم أساس مختلفين. |
Bu rezaleti ödeyeceksin, tatlım. görürsünüz. | Open Subtitles | سوف ندفع مقابل ما حدث سترين ذلك |
Elinize bir çeşit mikroskopla bakarsanız, sadece enerji dalgaları görürsünüz. | Open Subtitles | إن وضعتها تحت الميكروسكوب المناسب فسترى كتلة من الطاقة تتذبذب |
Kitabı açıp bakarsanız, gerçekten 343 olduğunu görürsünüz. | TED | لو بحثتم عن هذه القيمة في كتاب، ستجدون أنها 343. |
Bazen bunun sonucunda daha güçlü, daha akıllı bir sonraki felaketle başa çıkmak için daha donanımlı olduğunuzu görürsünüz. | Open Subtitles | أحيانا تجد نفسك أصبحت أقوى نتيجة لذلك، أكثر حكمة, مسلحا بشكل أفضل لتتعامل مع المصيبة التالية الكبيرة التي ستأتي. |
Eğer sadece grip virüsünü alırsanız, dünyada insanların ölümüne neden olan bir grip salgını olduğu zamanlarda pik yaptığını görürsünüz. | TED | إن أخذتم الإنفلونزا سترون ذرى في الأوقات التي تعرفون كانت تقتل فيه أوبئة الأنفلونزا الكبرى الناس في جميع أنحاء العالم. |
Kayanın yüzeyini büyüttüğünüzde kristallerden oluşan bir mozaik olduğunu ve kristallerin bu yönden bastırılmış ve bu yöne doğru uzamış olduğunu görürsünüz. | Open Subtitles | ... عندما تنظر بعدسة على الصخر ما ستراه هو فسيفساء ... من البلورات و هي مُسّوية في ... |
Aracın fenerlerini kapatırsanız dışarıda havai fişek gösterileri olduğunu görürsünüz. | Open Subtitles | عند إطفاء الأضواء العلوية للغواصة ستشاهد عرضا كالألعاب النارية بالخارج |
Benim ülkeme uyuşturucu sokarsanız bir sabah uyandığınızda kavanozda hayalarınızı görürsünüz. | Open Subtitles | تشحن المخدرات إلى بلادي وفى صباح يوم ما ستستيقظ وستجد خصياتك غارقة في رهط من المياه بجانب سريرك |
Kim olduğumuzu ve sunabileceklerimizi kendiniz görürsünüz. Bir saniye. | Open Subtitles | وسترون جميعًا بأعينكم هويّتنا وما لدينا لنقدّمه. |
Saf değillerdir. Hangi dine bakarsanız bakın sürekli tekrarlanan kavgaları tartışmaları görürsünüz. | TED | انظر إلى أي دين وسترى النزاعات والخلافات موجودة في كل مكان. |
Eğer İngiltere, Almanya, vb. gibi gelişmiş pazarlar için olan rakamlara bakarsanız bu rakamların buralarda çok daha düşük olduğunu görürsünüz. | TED | واذا أخذت نظرة على إحصائيات الدول المتقدمة كالمملكة المتحدة وألمانيا ستجد أن النسب أقل بكثير |
Yüzünde sivrisinekler olan çocuklar, ölü hayvanlar gibi içeriği olan fotoğraflar görürsünüz. | TED | ترون صورًا لأطفال يغطي الذباب وجوههم جثث لجيوانات ميتة وما إلى ذلك |