ويكيبيديا

    "gördüler" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • رأوا
        
    • شاهدوا
        
    • رأونا
        
    • رأو
        
    • رأوك
        
    • رأوني
        
    • يرون
        
    • رأوه
        
    • رَأوا
        
    • شاهدوني
        
    • يروا
        
    • شاهدونا
        
    • شاهدوك
        
    • أدركوا
        
    • رأوها
        
    Ve neye benzediğini biliyorlar çünkü fotoğraflarını neredeyse her yerde gördüler. TED ويعرفون ما تبدو عليه لأنّهم رأوا صور لها في كلّ مكان.
    Birkaç saat süren yol boyunca yüzeyde öylece ilerleyen bu siyah şekli gördüler. Open Subtitles بضع ساعات في رحلة صيد، رأوا هذا الرقم سوداء على السطح فقط المبحرة.
    Dışarıda park halinde üç araç gördüler, biri resmi plakalı. Open Subtitles رأوا ثلاث سيارات كانت متوقفة هناك، واحد مع لوحات الحكومة.
    Onlar daha önce hiç kimsenin görmediği bir şeyi gördüler. Open Subtitles لقد شاهدوا شيئاً لم يسبق أن شاهده أحد من قبل
    Bizi kırmızı muhafızlara karşı yardım ederken gördüler. Beni dinleyecekler. Open Subtitles لقد رأونا ندافع عنهم ضد الحرس الاحمر سوف يستمعون الي
    Ordumu 10 sene önce kurmaya başladığımda diğerleri, onları ayak takımı olarak gördüler. Open Subtitles عندما قررت بناء جيشاً منذ عقدِ مضي الرجال الآخرين رأو من البدو رعاعاً.
    Formda olmayan kişiler, daha formda olan kişiler ile kıyaslandıklarında uzaklığı daha çok, bitiş çizgisini daha uzak gördüler. TED ورأى الأفراد الغير أكفاء بدنيًا المسافة أبعد، رأوا خط النهاية أبعد، من أولئك الذين في هيئة بدنية أفضل.
    O ve benzerleri matematiği derin bir felsefik oyun olarak gördüler fakat yine de bir oyun. TED هو وغيره ممّن حاولوا ذلك رأوا الرياضيات لعبةً فلسلفية عميقة ولكن لعبة ليس إلا.
    Kızımın sınırlı yanlarının farkındaydılar. Ama aynı zamanda güçlü taraflarını da gördüler ve onu olduğu gibi değerlendirdiler ve kabul ettiler. TED لقد عرفوا حدود إعاقتها. ولكنهم أيضاً رأوا قدراتها، احتفوا بها كما هي.
    Ancak aynı zamanda orada hiçbir şey yapmadan zenginleşenleri gördüler. TED لكنهم أيضاً رأوا بها أن الناس كانوا يصبحون أغنياء بدون أن يعملوا شيء
    Bu zavallı adamın size bir şeyler fısıldadığını gördüler ve ardından sizin bir şeyler yazıdığınızı. Open Subtitles لقد رأوا هذا المسكين يهمس لك. ورأوك تكتب شيئاً ما.
    Evi görmek için döndüklerinde ağaçların arasında uzaktaki yıldızlar gibi yalnız ve titrek bir ışık gördüler. Open Subtitles التفت لينظر إلى البيت خلال الأشجار الحاجبة رأوا ضوء لامع بارد مثل النجوم البعيدة
    Yani sen bunu bilemezsin tabii ama içlerinden bazıları meyvelerle yaptığınız o küçük numarayı bir meydan okuma olarak gördüler. Open Subtitles اعني , انك لا تستطيعي معرفة هذا ولكن في البعض منها الناس شاهدوا خدعتك الصغيره بالتوت كاتصرف نابع من التحدِ
    Hayır, ama belki birini gördüler. Sana ve bana oldu. Open Subtitles لا لكن ربما شاهدوا أحدا كما حصل معي و معك
    Solumuzda düşman uçakları var Mareşal. Bizi gördüler. Open Subtitles طائرات العدو على يسارنا أيها المشير ، لقد رأونا
    Kimsenin bizi duymadığına inanamıyorum. Belki duydular ya da gördüler. Open Subtitles ـ لا أصدق أن أحداً لم يسمعنا ـ ربما سمعوا ، لكن ماذا رأو ؟
    Seni gördüler. Artık benimle gelemezsin. Open Subtitles لقد رأوك يا عين الثور فلا يمكنك ان تاتى معى مجددا
    Köylüler beni orada dururken gördüler, kanla kaplı. Open Subtitles أهل القرية رأوني واقفة هناك ومغطاة بالدم
    ejderhalar, yılanımsı varlıklar, tanrıçalar ve bu gibi daha nice harika şeyler gördüler. TED هم في الحقيقة يرون مناظر طبيعية وكائنات بشرية و الالهة وتنانين والكائنات الشيطانيه وأشياء من هذا القبيل
    - Neden? Onu en son canlı olarak burada gördüler. Open Subtitles آخر مرة رأوه به حياً كانت هنا أستطيع تفهم ذلك
    Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladıklarında onların kız çocukları doğmaya başladığında, Tanrı'nın oğulları ne kadar güzel olduklarını gördüler ve istediklerini seçerek kendilerine eş yaptılar. Open Subtitles عندما البشر بَدؤأَ بالمُضَاعَفَة على وجهِ الأرضِ، والبنات ولِدَن إليهم، أبناء الله رَأوا انهم جميلون،
    O haydutlar da beni onunla birlikte gördüler. Open Subtitles أيضا قطاع الطرق هؤلاء شاهدوني معها سابقا
    Arabulucular vardı demek istiyorum. Ne onun yüzünü gördüler, ne de sesini duydular. Open Subtitles همكانواوسطاء، لم يروا وجهه أو يسمعوا صوته
    Demek istediğim, bizi gördüler ve burayı terk etmemizi bekliyorlar. Open Subtitles أعني، لقد شاهدونا هنا و سيتوقّعون منّا الإخلاع بعيداً
    Kafedekiler binaya girdiğini gördüler mi? Open Subtitles لقد شاهدوك تدخل المبنى البواب وزوجته في القهوة
    Şimdi yöntemlerindeki hatayı gördüler ve teknolojiyi daha insancıl yapmak istiyorlar. TED اﻵن أدركوا أن أساليبهم كانت خاطئة وأصبحوا يسعون إلى جعل التكنولوجيا أكثر إنسانية.
    Belki de gördüler ve onun orada öylece durmasından utandılar. Open Subtitles ربما رأوها وشعرو بالاحراج انها كانت هناك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد