Bence, sizin de göreceğiniz gibi, iyimser olmak için nedenler var. Çünkü, en iyisini daha görmedik diye düşünüyorum. | TED | وأعتقد ، كما سترون ، أن هناك أسباب تدعو إلى التفاؤل. لأنني أعتقد أن الأفضل لم يأت بعد. |
Ve az sonra göreceğiniz gibi, ayrıntı görebilmek bu deneyin anahtarıdır. | TED | و كما سترون في دقيقة، قابلية رؤية التفاصيل هو المفتاح لهذه التجربة |
Ve göreceğiniz gibi mercanın yüzeyinde bazı hasarlar mevcut | TED | و كما سترون فإن هناك بعض التلف على سطح هذا المرجان |
Burada gördüğünüz gibi Pleurobot yürüyebiliyor ve ileride göreceğiniz gibi aynı zamanda yüzüyor. | TED | كما ترون هنا، بليوروبوت يستطيع المشي، و سترون لاحقًا، أنه يستطيع السباحة أيضًا. |
Şey, göreceğiniz gibi, karasineklerin yaşam döngüsü, yumurta halinden larva evresine, kurtçuk halinden yetişkin evresine, bir saatin işleyişi gibidir. | Open Subtitles | كما ترون من دورة حياة ذبابة النفخ السوداء من بيضة إلى شرنقة لذبابة صغيرة إلى بالغة مثل عقارب الساعة |
Ama bu akşam göreceğiniz gibi ben buna asla izin vermem. | Open Subtitles | يهدد بتفكيك هذه الأسرة لكن ,كما سترى هذه الليلة لن اسمح بحدوث ذلك أبدا |
Bu iplikler fiziksel olarak zıt yönde uzanıyorlar, ve birazdan göreceğiniz gibi bu uzanım yaşayan hücreleriniz için birtakım komplikasyonlar yaratıyor, özellikle de DNA kopyalanırken. | TED | ولكنها تسير باتجاهين متعاكسين مما يشكل بعض من المضاعفات للخلايا الحية كما سوف ترون عادة عندما يتم نسخ الحمض النووي |
göreceğiniz gibi Antartika üzerinde de bir bayrak var. | TED | كما سترون أن هناك إشارة على القارة القطبية الجنوبية |
Şimdi, bu... göreceğiniz gibi... çok önemli bir bölüm. | Open Subtitles | الآن، هذا هذا الفصل بغاية الأهمية كما سترون |
Şimdi, bu... göreceğiniz gibi... çok önemli bir bölüm. | Open Subtitles | هذا الفصل بغاية الأهمية كما سترون لكن دعونا نبدأ بالأمور الأكثر أهمية |
Ama gönüllü oyuncularımızın skecinde de göreceğiniz gibi kötü olduğu zamanlar da vardır. | Open Subtitles | لكنها قد تتحول إلى شيء خطير كما سترون في هذه التمثيلية ويقدمها لكم متطوعو قسم الإطفاء |
İştah Açıcı Lezzetli Pastalar göreceğiniz gibi | Open Subtitles | الفطائر اللذيذة المذاق و الشهية كما سترون بنفسكم |
tek şey gösteriş. (Gülüşmeler) Her neyse, birazdan göreceğiniz gibi Susana bu sineklerin omuriliklerindeki uçuş motoruna eşdeğer kısmı uyarıyor ve birkaç kafasız vücudun gerçekten havalanıp uçmasını sağlıyor. | TED | ( ضحك ) على أي حال , كما سترون حالاً , كانت سوزانا قادرة على تشغيل موتور الطيران الخاص بما يماثل جزء النخاع الشوكي للذباب وتجعل بعض من الأجسام التي بدون رأس أن ترتفع طائرة بالفعل من مكانها . |
Pekala, göreceğiniz gibi orijinal Hitler görüntüsüyle beraber gönderilmiş şu bölümleri bulduk. | Open Subtitles | حسناً, كما ترون عندما فصلنا الاطارات من صورة (هتلر) وجدنا هذه الاقسام |
Tabloda göreceğiniz gibi, bir Lagavulin. | Open Subtitles | هو، كما ترون في الجدول "هو ويسكي "لاغفولين |
Şimdi, az sonra göreceğiniz gibi, adamımız viskiye batırılmış bir uyku çekmekte. | Open Subtitles | الآن كما ترون رجلنِا وقعَ على نوم |
Layığım, sizin de göreceğiniz gibi. | Open Subtitles | انا استحقها كما سترى |
göreceğiniz gibi sisteme birkaç bilgi giriyoruz ama çoğu inanılmaz derecede basit ve kullanımı kolay sanığın önceki suçları, sabıka kaydı, geçmiş şiddet içeren vukuatları, hatta duruşmaya gelmeme durumları gibi şeylere odaklanıyor. | TED | كما سوف ترون، نحن ندخل بعض المعلومات فيها، لكن أغلبها سهل للغاية، إنها سهلة الاستعمال، إنها تركز على أمور كالإدانات السابقة للمدعى عليهم، إن كانوا قد حكم عليهم بالسجن، إن كانوا قد تورطوا بأمر عنيف من قبل، إن كانوا حتى لم يعودوا إلى المحكمة. |