"göremeyeceksin" - ترجمة من تركي إلى عربي

• تري
• تراها
• تراني
• تريني
• تريه
• ترينه
• لن ترى
• تراهم
• ترينها
• تريهم
• لن ترين
• تعيشي لتشاهدي

Son bir kez bak, Marlene çünkü bu vücudu bir daha göremeyeceksin.
خذي نظرة اخيرة , مارلين لانك لن تري هذا الجسم مرة اخرى

Bunu yapma, Betty. Gidersen, kızını bir daha göremeyeceksin.
لا تفعلي ذلك , يا بيتي اذا ذهبت فلن تري ابنتك مجددا

Al da kıçına sok artık benim güzel kıçımı göremeyeceksin.
وضعها في مؤخرتك.. لأن مؤخرتي الجميلة.. لن تراها بعد ذلك

Şimdi gideceğim ve muhtemelen bir süre beni göremeyeceksin.
أنا سأذهب, وعلى الأرجح أنك لن تراني لفترة

Vasiyet okunur okunmaz ve ben paramı alır almaz beni bir daha göremeyeceksin.
حالما تتم قراءة تلك الوصية، و أحصل على مالي، لن تريني مجدداً أبداً

Çocuğunu alacaklar ve onu bir daha göremeyeceksin.
سيقوموا بأخذ ذلك الطفل بعيداً عنكِ ولن تريه مجدداً

Ve seni seviyor olmasına rağmen, onu bir daha göremeyeceksin.
وبالرغم من ذلك فهو سيحبكِ للأبد، وربما ليس من المفترض أن ترينه مجدداً

Ben de bacaklarımı kafamın arkasına uzatabiliyorum ama hiç göremeyeceksin.
أستطيع وضع رجلي وراء رأسي, لكنك لن ترى هذا مطلقاً

Anladın mı, bu parayı hiç göremeyeceksin.
أفهمت؟ ، أنت لن تري هذه النقود أبداً، ولا دولار واحد منها

Onlara bunu Bill'den çaldığını söyleyeceğim ve parayı bir daha göremeyeceksin!
سأقول لهم هذا أنك سرقته من بيل و لن تري المال مرة أخرى

Biliyorum evlenmemek için kafanda bir sürü sebep var ama bu düşüncelerden kurtulamazsan asıl olayı göremeyeceksin.
أعلم أن لديكِ حفنة من الأسباب تسيطر على رأسكِ لألاّ تُتمي الزواج. لكنّكِ لن تري الصورة الأشمل إن إستمرّيتِ على عنادكِ.

Kocanı göremeyeceksin çünkü kermes satışını organize ediyor olacaksın.
لن تري زوجك بعد الآن لانك ستنظمين بيع المخبوزات

Sen yolculuğundan döndüğünde o gitmiş olacak, ve onu iki yıl daha göremeyeceksin.
عندما تعود من سفرتك ستكون هي غادرتنا وسوف لن تراها لسنتان

İyi ama artık beni bu ringde göremeyeceksin.
أجل , إذاً فلن تراني بتلك الحلبة بأي وقتٍ قريب

Beni bir daha göremeyeceksin çünkü insanlığın geleceği için böyle olmak zorunda.
لن تراني ثانيةً أبداً، لأنّه لا بدّ مِنْ هذه الطريقة لضمان مستقبل إنسانيّتنا.

Vasiyet okunduğu ve paramı aldığım anda beni bir daha göremeyeceksin.
حالما تقرأ الوصية وأخذ المال لن تريني مجددا

- Ben gerçekten çok üzgünüm, ...ayrılmanıza sebep olduğum için, belki de bir daha onu göremeyeceksin.
تعلمين بأنني آسف لانفصالكما و أنك على الأغلب لن تريه مرة أخرى

Sim, bir tanem. Yüzümü unutma çünkü bir daha göremeyeceksin.
حبيبتي "سيم" تذكري وجهي فقد لا ترينه ثانيةً

Asla gerçek rozet ve silah göremeyeceksin ama en azından bunları alabilirsin.
لن ترى شارة حقيقية أو مسدس ولكن على الأقل حصلت على هذا

Onları bir daha asla göremeyeceksin ve bu senin suçun.
لم ولن تراهم مجدداً وكل هذا بسبب غلطتك

Gerçeği göremiyorsun ve çok geç olana dek göremeyeceksin.
لا يمكنك تبين الحقيقة ولن ترينها حتى فوات الأوان

Umarım çocuklarımla iyi vakit geçirmişsindir çünkü onları bir daha göremeyeceksin.
آمل أن تكونى قد حظيتِ بمتعة زيارة أبنائى لأنكِ لن تريهم قطّ مجدداً، اخرجى

Buradan taşınacağız ve onu hiç göremeyeceksin!
إننا سوف ننتقل و لن ترين ذلك الفتى مُجدداً.

Bir dolunay daha göremeyeceksin.
لن تعيشي لتشاهدي قمراً آخر مكتمل