Kimse kendi elini göremez. Diğerlerinin ellerine bakarak bahse girilir. | Open Subtitles | لا أحد يرى يده وكل فرد يراهن على يد الآخر |
Aslında kimse balonu göremez, onu balon yapan da budur. | Open Subtitles | في الواقع لا يرى أحد ذلك وهذا ما يجعله خطر |
-Çünkü kimse kendisini gerçekten olduğu gibi veya başkalarına göründüğü gibi göremez. | Open Subtitles | لانه لا يرى أحد نفسه كما هو حقاً أو كما يبدوا للأخرين |
Biz onları göremiyorsak onlar da bizi göremez. | Open Subtitles | إذا كنا لا نستطيع رؤيتهم فهم لا يستطيعون رؤيتنا |
Ateş için yardıma ihtiyacımız var. Eğer büyük olmazsa kimse göremez. | Open Subtitles | نحتج مساعدة لصنع النار لن يراها أحد إن لم تكن كبيرة |
Baba, tam burada aşağıdayım. Tatlım hatırlamıyor musun? O seni göremez ve duyamaz. | Open Subtitles | عزيزتي، تذكري أن لا ستطيع رؤيتكِ أو سماعكِ، أنا فقط أستطيع |
Çok iyi bir çift olacağımızı nasıl olur da göremez? | Open Subtitles | اذن، لماذا لايستطيع ان يرى اننا نشكل زوج متكامل سوية؟ |
Ama bazen sevdiğimiz bir kişi, kendi hatası olmasa da burnunun ucundakini göremez. | Open Subtitles | أحيانا الاشخاص الذين نحبهم لا يرون العيوب التي لديهم كما لا يستطيع ان يرى نهاية أنفه |
Tuzak tellerimizi görebilir. Ama belki bunu göremez. | Open Subtitles | ما دام يرى أسلاك التتبع فقد يفشل فى مشاهدة هذة |
Mac onun için deli olduğundan göremez. | Open Subtitles | إن ماك مجنــون بهـا . ولا يستطيع أن يرى ذلك |
Dışarıyı görebilirsin, kimse içeriyi göremez. | Open Subtitles | بمكنك ان تري الخارج, ولا يمكن لأحد ان يرى الداخل. |
Eli açık biri kapalı birini göremez. | Open Subtitles | صاحب الورق المكشوف لا يستطيع أن يرى ورق الشخص الغير مكشوف |
Yayını düzelttiğimizde bizi göremez ve 3 metrelik çeliğin ardından duyamazlar. | Open Subtitles | حالما نعطّل الكاميرات, لن يتمكنوا من رؤيتنا ولا من سماعنا ونحن نحفر ست انشات من الفولاذ |
Ağaçların arasında kaldığımız sürece o bizi göremez. | Open Subtitles | إنه لا يستطيع رؤيتنا طالما بقينا فى الأشجار |
Bizi göremez ... ses çıkarmamayı başarırsak bizi bulamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه رؤيتنا إذا لا يستطيع سماعنا لن يجدنا |
Sola park et. Orada arabayı kimse göremez. | Open Subtitles | أوقف السيارة إلى اليسار لن يراها أحد هناك |
Biliyorum.Baban seni böyle göremez. | Open Subtitles | أعلم هذا. إنها فوضى من البداية للنهاية, ولكن والدكِ لا يمكنه رؤيتكِ بهذا الشكل. |
Kimse radyodan birinin düştüğünü göremez. | Open Subtitles | لا اظن ان اى شخص سوف يراك وانت تسقط خلال الراديو يا سيدى |
Onlar beni göremez ama ben onları görebileceğim. Git hadi. | Open Subtitles | هم لن يكونوا قادرون على رؤيتي، لكنّي سأكون قادر على رؤيتهم. |
Rüzgar savurur ve gitmiş oluruz, ve kırlar bizi bir daha göremez. | Open Subtitles | ثم تعصف الرياح فنختفي ولا يرانا مكاننا مجددا |
Sinirlerindeki hasar yüzünden karınız göremez veya hiçbir şey hissedemez. | Open Subtitles | بسبب تلف أعصابها زوجتك لا ترى ولا تشعر بأي شيء |
Yere yatarsan seni göremez. Bu bir erkek. Yumurtaları koruyor. | Open Subtitles | إن تمددت، لا يمكن أن تراك هذا الذكر، يحرس البيض |
Kurtarıcılar bizi bugün asla göremez. | Open Subtitles | الوقت متأخر جداً فريق الإنقاذ لن يرونا اليوم |
Niye öyle yapsın ki? Nasılsa birşey göremez. | Open Subtitles | ما الذي يمكنا أن تنظر إليه انها لن تستطيع رؤية أي شئ على أية حال |
Tuzak tellerimizi görebilir. Ama belki bunu göremez. | Open Subtitles | إذا كان يستطيع رؤية الأسلاك فلا يستطيع رؤية هذه |
O beni göremez. Bakın suç işliyor. | Open Subtitles | هو لا يستطيع رؤيتي و هو يرتكب جريمته |
Nasıl olurda onun eski karısı için hala ciddi bir tehlike olduğunu göremez? Ve diğer insanlar için." | Open Subtitles | كيف لم يمكنها رؤية انه ما زال تهديد لزوجته السابقة وكل واحد آخر ؟ |
Müvekkilin ameliyatta. Şu anda kimse onu göremez. | Open Subtitles | موكلك في غرفة العمليات لا أحد يستطيع رؤيته الآن |