- Kendi ürününü almaya gelmesine gerek yok. - Beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | هو لا يحتاج لأخذ بضاعته بنفسه، إنّه قادم لرؤيتي. |
Beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | إنه قادم لرؤيتي |
- Onlar İngiltere'nin bu bölgesindeki tek kadın tüccarı görmeye geliyor. | Open Subtitles | إنهم يأتون لرؤية تاجرة الصوف الأنثى الوحيدة |
Sadece Evald beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | إيفلد ، الوحيد الذي يأتي لرؤيتي |
Gösterinin yıldızı benim, ve oradaki insanlar beni boz ayıyı görmeye geliyor. | Open Subtitles | أنا النجم الناس هناك تأتى لمشاهدتى |
İnsanlar gemimi görmeye geliyor. | Open Subtitles | الناس تأتي لترى سفينتي |
- İnsanlar beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | الجمهور قادم لرؤيتي. |
Beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | إنّه قادم لرؤيتي |
Başkomutanın bizzat kendisi beni görmeye geliyor... | Open Subtitles | فوهرير بنفسه, قادم لرؤيتي... |
Mike Burt Kimball beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | يا (مايك)، (بيرت كيمبال) قادم لرؤيتي |
Dae-ho beni görmeye geliyor! | Open Subtitles | (دي-هو) قادم لرؤيتي! |
Sadece Evald beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | إيفلد ، الوحيد الذي يأتي لرؤيتي |
Yine de beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | لكنه مازال يأتي لرؤيتي |
O herhangi bir bahaneyle beni görmeye geliyor. | Open Subtitles | " يختلق الأعذار لكي يأتي لرؤيتي " |
- Bir nevi. Yaşadığımız yeri görmeye geliyor. | Open Subtitles | -سوف تأتي لترى أين نعيش . |