Senin iyi olduğunu düşünüyorum. Mükemmel olduğun anlar var. Ama bazen de çok az çaba gösteriyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك جيد بعض الأحيان تظهر متألق لكن بعض الأحيان لست |
Bak, sınıfta çok büyük bir ilerleme gösteriyorsun. | Open Subtitles | إسمع ، أنت تظهر الكثير من التقدّم في الفصل |
Bütün bu başarısız işleri kendi buluşum hakkında kötü hissetmemem için gösteriyorsun. | Open Subtitles | تريني جميع الأمور التي فشلت بها حتى لا أشعر بالآسى حيال فشلي |
Yani, hmm, yeniden evleniyoruz ve bana banliyödeki büyük bir evin fotoğraflarını gösteriyorsun, bahçesinden ve okula yakınlığından bahsediyorsun. | Open Subtitles | سنتزوج ثانيةً وأنت تُظهر لي صور لمنزل كبير بالضواحي وتتحدث عن الأفنية والمناطق التعليمية |
Beni salak gibi gösteriyorsun. Şimdi ikimiz de salak gibi göründük. | Open Subtitles | لقد جعلتنى ابدو كالأبله بدونا مثل البلهاء الآن |
En azından göz diktiğin kariyer için, gereken küstahlığı gösteriyorsun. | Open Subtitles | بأقل تقدير للمهنة التي تتطلعين إليها أنت تظهرين الإفتراض الضروري |
Sevgini komik bir yolla gösteriyorsun. | Open Subtitles | لديك طريقة غريبة في إظهار عواطفك |
Sevdiğin birini kaybedince ortaya çıkan benlik yitimi bozukluğu belirtileri gösteriyorsun. | Open Subtitles | انت تظهر علامات تقليدية لاضطراب اختفاء الشخصية ناتج عن عامل توتر فقدان أحد الأحبة |
Sen filmdeki önemli sahneleri gösteriyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تظهر حقيقتك بل تريها ما ترغب برؤيته |
Arkadaşlığını böyle mi gösteriyorsun onu suçluluk duygusuyla tehdit ederek mi? | Open Subtitles | أهذه هي الطريقة التي تظهر بها صداقتك... بأن تلقي عليه الذنب؟ |
Her zaman iyi hislerini gösteriyorsun, lütfen biraz ara ver. | Open Subtitles | ,أنه من الجيد دائما أن تظهر مشاعرك أهدء قليلاً |
Bunun bana neden gösteriyorsun? | Open Subtitles | لماذا تريني هذا ؟ سأكون لك للأبد يا حبيبتي |
Bunu neden bana gösteriyorsun? | Open Subtitles | ظهر وطلب مني الخروج للمرة المئة لماذا تريني هذا المخطط؟ |
Otoriteye karşı gittikçe büyüyen bir küçümseme gösteriyorsun. Bu kaygı verici. | Open Subtitles | إنّك تُظهر إزدراء مُتزايد للسُلطة، وإنّه أمر باعث للقلق. |
Minnettarlığını böyle mi gösteriyorsun? | Open Subtitles | ألا توجد أى طريقة تُظهر عرفانك بالجميل؟ |
Delinin tekiymişim gibi gösteriyorsun beni hep. | Open Subtitles | دائما ماتجعلني ابدو كأنني مغفل ٍ غير عقلاني |
Açıkça travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösteriyorsun, bu da gayet mantıklı. | Open Subtitles | انت بشكل واضح تظهرين أعراض إضطراب ما بعد الصدمة والذي يبدوا منطقياً |
Bunu garip bir şekilde gösteriyorsun Jay beni istemediği söyledi. Üzgündüm | Open Subtitles | لك طريقة مضحكة في إظهار هذا الحب |
Hepimizi kötü gösteriyorsun. | Open Subtitles | إنك تجعلنا نبدو و كأننا رجال سيئين |
Çünkü sen ineksin, ben de ineğim ve sen inekleri kötü gösteriyorsun. | Open Subtitles | لأنك شخصٌ مجتهد, وأنا شخصٌ مجتهد وأنت تجعلين المجتهدين يبدون بهيئة سيئة. |
Küçük dostum bize yol mu gösteriyorsun yoksa kaybolmamızı mı sağlıyorsun? | Open Subtitles | ايها الصغير هل ترينا الطريق ام تضيعنا اكثر |
Çoğunluğun iyiliği için kendini feda eden insanları gösteriyorsun. | Open Subtitles | أن تُريني كل الناس الذين ضحّوا بأنفسهم لمصلحة الجميع |
Artık küçük bir kız değilsin ve bütün dünyaya bacağındaki yarayı gösteriyorsun! | Open Subtitles | أنت لم تعودي فتاة صغيرة و تُظهرين ندبتكِ لكل العالم |
Bana bir MR filmi gösteriyorsun. Buna inanmıyorum. | Open Subtitles | -أنت ترينني مسحا بالرنين المغناطيسي أنا لا أصدق هذا |
Yemin ederim Kelso Eric'i Einstein gibi gösteriyorsun. | Open Subtitles | أقسم بالله ، كيلسو أنت تجعل إريك يبدو كأينشتين |
Hepimizi iyi gösteriyorsun. | Open Subtitles | أنت تجعلنا جميعاً نبدوا جيدين. |
O kadar saçma ve gülünç bir şey ki bir parmağını seçip birine gösteriyorsun. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شيء سخيف و أحمق... ...أن تختار أحد أصابعك و توجهه للشخص. |