Kazada çocuğunu kaybeden bir kadına götürdü beni. | Open Subtitles | أخذني لمقابلة الأم الذي توفي طفلها في الحادث. |
Sence Andrew evlenirsek ne kadar güzel olabileceğine dair ibret almam için mi götürdü beni? | Open Subtitles | تعتقد بأن (آندرو) أخذني لهناك كما لو كان درساً عملياً؟ ليجعلني أرى كم هو رائع لو كنّا مكانهما |
Ama daha sonra Matt donmuş yoğurt yemeye götürdü beni. | Open Subtitles | لكنه أخذني بعدها للآيس كريم |
Kalktım. Şehir merkezine, pasaport resimleri çektikleri yere götürdü beni. | Open Subtitles | أخذنى إلى مكان يلتقطون فيه صوراً لجوازات السفر |
Bay Arsene oraya götürdü beni. | Open Subtitles | السيد آرسن أخذنى هناك. |
Annemin cinayeti hakkında konuşmak üzere polis merkezine götürdü beni. | Open Subtitles | أخذني إلى مخفر الشرطة للتحدث |
Yok, Milan'la birlikteydim. Dizaynırlarını falan tuttuğu depoya götürdü beni. | Open Subtitles | بل كنت مع (ميلان)، أخذني إلى مستودعه حيث يحتفظ بملابس المصممين البائسة |
Earl götürdü beni. | Open Subtitles | (إيرل) أخذني. |