Çünkü kendi isteğinle dönmek zorundasın. Babanı götürdüklerinde onun peşinden gideceğini biliyorlardı. | Open Subtitles | لأنّكِ لا بد أن تعودي بملئ إرادتكِ، فحين أخذوه أيقنوا أنّكِ ستتبعيه. |
Ve onu veterinere götürdüklerinde veteriner onlara sabahın erken saatlerinde, köpek/lumbağasal cerebral zenigrafi denen deneysel bir yöntem öğrendiğini söylemiş. | Open Subtitles | وعندما أخذوه إلى البيطري أخبرهم أنه في وقتٍ سابق من نفس اليوم قد درس . . جراحةً تجريبية اسمها |
Onu götürdüklerinde anlamıştım zaten. | Open Subtitles | -أيقنتُ بذلك مُنذ أنّ أخذوها منـّي . |
Ve onu götürdüklerinde Delphine hayattaymış. | Open Subtitles | و(ديلفين) كانت حيةّ عندما أخذوها |
Seni ambulansla hastaneye götürdüklerinde ne oldu? | Open Subtitles | عندما أخذوك في سيارة الإسعاف إلى الستشفى ما الذي حصل ؟ |
Zaten bizi ayrı odalara götürdüklerinde şüphelenmiştim. | Open Subtitles | سيدي، كان الموضوع مُشتبه به بالفعل عندما أخذونا إلى غرف منفصلة |
Beni tuvalete götürdüklerinde mürettebatın kalanını gördüm. | Open Subtitles | عندما أخذوني إلى الحمام سابقاً أمكنني رؤية بقية طاقمهم |
Şansımıza benim ehliyetimde bir problem yoktu da, onu karakola götürdüklerinde ben de Mercedes'le takip ettim. | Open Subtitles | من حسن الحظ أن رخصتي كانت سليمة لذا عندما أخذوه لقسم الشرطة تبعتهم بالمرسيدس |
- Onu alıp götürdüklerinde 5 yaşındaydın ama! | Open Subtitles | -كنت بسن الخامسة عندما أخذوه منـّي -هذا صحيح |
Onu götürdüklerinde buradaydım. | Open Subtitles | وصلت هنا عندما أخذوه |
Onu götürdüklerinde Delphine hâlâ hayattaymış. | Open Subtitles | و(ديلفين) كانت حية عندما أخذوها |
Seni hastaneye götürdüklerinde kollarından tutup sürükleyerek arabaya falan mı koydular? | Open Subtitles | عندما أخذوك إلى المستشفى هل فعلاً قامو بسحبك بشكل مناسب - كاأن يضعوك بالسيارة؟ |
Bir seferinde, bizi beyzbol izlemeye götürdüklerinde ben kurallara akıl erdiremeyecek yaştaydım o yüzden bu insanların plaj topuyla oynadıklarını düşünmüştüm. | Open Subtitles | وتلك المرة التي أخذونا لحضور مباراة كرة القاعدة وكنتُ صغيرة للغاية حيث لم أكن أفهم قاعدات اللعة لذلك كنتُ أشاهد أولائك الأشخاص في القسم الآخر. |
Beni tuvalete götürdüklerinde mürettebatın kalanını gördüm. | Open Subtitles | عندما أخذوني إلى الحمام سابقاً أمكنني رؤية بقية طاقمهم |