| Normal şartlar altında, gözetleyip bizi oraya götürmesini bekleyelim derdim. | Open Subtitles | ،عادةً، سأقترح أن نراقبه .بأمل أن يقودنا إليه |
| Paranın bizi baştaki adama götürmesini bekleyeceğiz. | Open Subtitles | سوف نجعل المال يقودنا مباشرةً إلى الرّئيس |
| Ve şimdi sunucunun beni sigortaya doğru götürmesini rica ediyorum. | Open Subtitles | وأنا أطلب الآن من المعلق أن يأخذني إلى كابل الكهرباء |
| Gece yarısı ahır görevlisini uyandırarak kendisini, Andrew Jackson'la görüşmek üzere Beyaz Saray'a götürmesini istedi. | Open Subtitles | أيقظ فتى الإسطبله في منتصف الليل وآمره أن يأخذه للبيت الأبيض ليرى أندرو جاكسون |
| James ve Phillipa seni bekliyorlar! Trenin seni nereye götürmesini umduğunu biliyorsun... | Open Subtitles | تعرف أين تأمل أن يأخذك هذا القطار، لكنّك لست متيقناً من ذلك |
| Bu hormonu bol mahlukların götürmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد واحدة من هولاء المخلوقات الهرمونية في هذه المدرسة يأخذها |
| Ben, şenlik ateşine götürmesini isteyeceğim, sonra ben de onu götüreceğim. | Open Subtitles | سوف أطلب منه توصيلي إلى الشعلة, و بعد ذلك سوف أعطيه جولة. |
| BM garajındaki Çinli çantacıyı bulup, beni tuzağa kuranlara götürmesini denemek. | Open Subtitles | سأبحث عن المحصل بجراج الأمم المتحدة وأرجو أن يقودني إلى الشخص الذي دبر لي المكيدة |
| İş arkadaşımla uzak bir kasabayı ziyaret ediyorduk ve olgun bir adamdan bizi küçük bir mezara götürmesini istedik. | TED | سافرت مع زميل لي إلى قرية بعيدة جدًا، وطلبنا من رجل مسن أن يأخذنا إلى القبر الصغير. |
| Sands'i bul ve Piper'a götürmesini dile. | Open Subtitles | لنعثر على ساندس، ونتمنى ان يقودنا ذلك لبيبر |
| Takeda'nın dümenden kaçmasını sağlar, kızların kaldığı yere götürmesini beklerdi. | Open Subtitles | سوف أزيف هروبي مع "تاكيدا"ـ ..لجعله يقودنا للفتيات |
| Babam bizi Karl'ın götürmesini isteseydi öyle söylerdi. | Open Subtitles | توقف عن اختلاق الاعذار لو اراد ابي ان يقودنا كارل ... |
| Hayır, ama beni bir siyah yerleşimine götürmesini uygun gördüm. | Open Subtitles | كلا، ولكني دعته يأخذني إلى بلدة السود سوف يرشدني |
| Arabacıdanbenielimdeki20şilinle götürebileceği kadar götürmesini istedim. | Open Subtitles | طلبت من الحوذي أن يأخذني لأبعد \ ما يمكن لعشرين شلناً أن تأخذني |
| Ben olsaydım, beni hurdalığa götürmesini isterdim. Akşamları orası çok romantik olur. | Open Subtitles | إن كان الأمر لي أنا أريده أن يأخذني إلى حاوية القمامة |
| Belki de Sahib, oğlu John'un şu an bir İngiliz hastanesinde olduğunu müşfik birinin onu evine acılardan uzağa götürmesini dilediğini anlar. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون جون في مستشفى بريطانية... .وأنيرغبرجلاًحكيم مثلك . أن يأخذه الى البيت، بعيدا عن ألامه. |
| Gece yarısı ahır görevlisini uyandırarak kendisini, Andrew Jackson'la görüşmek üzere Beyaz Saray'a götürmesini istedi. | Open Subtitles | فأيقظ صبي الإسطبل العامل عنده في منتصف الليل. وأمره أن يأخذه إلى البيت الأبيض لرؤية (أندرو جاكسون). |
| Ve şimdi VaIentin Zukovsky'den seni Janus'a götürmesini istiyeceksin? | Open Subtitles | والآن تُريدُ فالنتاين سكوفيسكي أن يأخذك الى يانس؟ |
| Onun için ortalık sakinleşene kadar sakin bir yere götürmesini söyledim. | Open Subtitles | يأخذها لمكان هاديء حتي تهدأ الأمور |
| Beni Quinn'e götürmesini sağlayacağım. | Open Subtitles | وأنا سأجبره علي توصيلي لـ(كوين) |
| Uyuşturucu satıcılarının ikinci durağı, işverenlerinin yeridir beni, ana dağıtıcıya götürmesini umuyorum. | Open Subtitles | حتي الآن, إنها وقفته الثانية للبحث عن وظيفة لذا أتمنى أن يقودني إلى موزع محلي |
| Sanki turistmişiz gibi, bizi limana götürmesini istedik. | Open Subtitles | وطلبنا منه أن يأخذنا إلى الميناء كما لو أننا سياح. |
| beni 3 kez Twister'a götürmesini sağlamak için söz veririm sende bu sayede uzaklaşabilirsin. | Open Subtitles | أعِدُكِ بأنني سأجعله يصطحبني للأفعوانة ثلاث مرات حتى تستطيعين الهرب. |
| Trenin seni nereye götürmesini umduğunu biliyorsun ama emin değilsin. | Open Subtitles | تعرفين أين تأملين أن يأخذكِ ذلك القطار، لكنكِ لستِ متيقنة |